Aynı nehre iki kez girmeyeceksin!

Niye?

Şimdi bir kere girdin diyelim. Bu nehrin adı da “Zümrüt Nehri” diyelim. Girdin, çıktın. İkinci kez girmek istedin ama bir bakmışsın Zümrüt Nehri, olmuş Yakup Nehri. Yani değişmiş. Zümrüt nehrine ne olmuş? Yok olmuş. Senin onun içinden çıkman ile beraber yok olmuş. Ve Zümrüt Nehri yok olduğu, öldüğü için Yakup Nehri varlığa gelmiş. Yakup’un yok olması ile de başka bir nehir var olacaktır. Birinin yok olması bir diğerini var edecektir. Bu böyle sürüp gidecek. Çünkü her şey mutlaka, eninde sonunda değişecektir!

Ben demiyorum. Bak Herakleitos demiş. Ben sadece günüme, sana, bana uyarlayacağım.

Bazı çapkın bey ve bayanlar Herakleitos’u AŞK Tanrısı ilan ederler. Çünkü adam aynı nehre bir daha girme diyor, başka nehre gir diyor. Aynı suda iki kez yıkanma diyor. Bizim çapkınlar da bu cümleleri, “Aynı hatunu iki kere sevme”  şeklinde yorumluyorlar.

Hadi yaaa!

Adam saçını sakalını birbirine, senin arsız gönlüne deva bulmak için mi kattı? Kusura bakmayın efendim, sizin saadetiniz burada biter!

Ben, aslında bu çok somut cümlelerin anlamının hiç de o kadar somut olmadığını düşünmekteyim. Bir doğum düşünün ve bir de ölüm. Bir nefes ahirete giderken, bir nefes dünyaya geliyorsa, Herakleitos “bir şeyin yok olması bir diğerini var eder” derken sonuna kadar haklı değil mi? Yani dünyada müthiş bir ‘denge’ söz konusu değil mi?  Adam bunu “Bu dünya neden oluştu” sorusu sorulurken bulmadı mı? Bu çok ilginç değil mi? Peki biz şu an tüm aydınlığa erişmiş biri olarak bunun üzerine bir şey koyabildik mi? Yani değişebildik mi?

Evet öyle. Şimdi, “ama biz bunu biliyoruz, yeni bir şey söyle” diyeceksiniz biliyorum. Çünkü okuyucu değişti! Her şeyin değişeceği gibi herkes de değişti. Sen ona yeni bir şey, bilmediği bir şey, gururunu okşayacak bir şey, ona zevk verecek bir şey, merak ettirecek bir şey söylemezsen okumaya devam etmez. Durun bir dakika gitmeyin. Şimdi bloğun rengi değişecek, bu satırlardan sonra kalemimin rengi değişecek.

Müjdeler olsun artık aynı suda iki kez yıkanabileceksin, aynı adam ile 30 yıl yaşayabilecek, aynı kelime ile koca bir şarkıyı yazabileceksin, aynı aşk ile sevdiğine yıllarca bakabileceksin, aynı bardaktan su içeceğin birini bulabileceksin, aynı yastığa yeniden başını koyabileceksin, aynı şarkıyı içinden ona ithaf edebileceksin, aynı çiçekler ile hep mutlu edebilecek, aynı öpücük ile yanağındaki gamzelerini sergileyebileceksin, aynı tasta bir çorbayı onunla bitirebileceksin, aynı kutsal kitaptan kendine dualar seçebileceksin, aynı eller ile farklı insanların ömrüne güzelliğin ile değebileceksin, aynı umut ile gönlünü serinletebileceksin.

Herakleitos  kusura bakmasın ama insan bazı şeylerin hiç değişmemesi için ömrü boyunca dua edebilir. Ben de sizin hayatınızdaki güzelliklerin aynı kalması için ısrardayım.

Aynen eskisi gibi sevgi ile,