Şöyle ki;
Tanrı, yarattığı doğa harikalarında mükemmeliyetçi bir arayışta idi. Mesela Güneş’i öyle bir tasarladı ki, hiçbir vakit görevinden soğumayacak ve her zaman mesaisinin başında olacaktı. Tanrı’nın Güneş’in beyninin içine yazdığı kodlar bu kadar açık ve netti. Ay için de aynısı olmalıydı. Güneş’in yoğun mesaisi bittiğinde, ışığı ve sıcaklığını da alıp evine gitmeli, yerine yeni bir ışık kaynağı var olmalıydı. Bizim bildiğimiz, Dünya’nın güzel yörüngesi de işte bu maksatla yaratıldı. O da aynı Güneş gibi mükemmel bir kurgu ile kuruldu, kendisinden istenen şey de görevini sadakat ile yerine getirmesiydi.
Bunun gibi, bulut, yağmur, rüzgâr da mükemmel bir şekilde tasarlandı.
Peki ya insan?
Tanrı, insanı yaratırken ne düşündü? Bunca mükemmel doğa olayını ve tabiat harikalarını yaratma yetkisi ve kudreti bulunan Tanrı, insanın yarım, eksik, bozuk yapısı ile neden ilgilendi?
Düşünsenize, öyle profesyonel, öyle büyük işlere imza atıyorsunuz ama vaktinizi bir de şu fotokopileri çekeyim derken öldürüyorsunuz! Olabilir mi bu? Yapar mısın sen bunu? Tanrı bile yaptı bunu!
İnsan ile uğraştı durdu, belki de başlangıçta, insanın mükemmelliği arayıp bulması ihtimalini düşündü ama işler pek de öyle istediği gibi gitmedi. İnsan, kendine baktıkça bozdu. Aslında değersiz olan birkaç sorumluluğunu yapmaktan bile kaçtı. Düşünmek ile yorulmayı eşit yaptı. Fıtratına konan ışığı bulamayıp, kalbine ampul yaktı. Ellerindeki duayı ovuşturup kil maskesi gibi avuçlarından attı. Kendisine olan güveni çalı çırpı ile takas yaptı. Havva’nın yedirdiği elmanın ve Adem’e yaptığı kötülüğün peşine takıldı. Büyütmesi gereken tek şeyi kendi egoları sandı ve sonsuz bir hırsla büyüttü.
Artık, Tanrı da yaptığının büyük bir hata olduğunu anladı. Bu kadar mükemmel devir içine attığı yetersiz, iki bacaklı canlının olgunlaşma ihtimali, düpedüz bir hataydı. Bazen sanrıların seni götüreceği yer, sonunda koca bir kıyamet çıkararak düzeltebileceğin hatalar silsilesidir. Sanmak, senin sandığın kadar masum sonuçlar ile son bulmaz. Bak şimdi ne olacak biliyor musun? Milyonlarca eksik tip dolaşırken koca evrende, bir bir onları öldürmek ile bitmeyecek sorunlar. Şimdi Tanrı büyük bir kıyamet koparacak. Mükemmel yarattığı Güneş’e, Ay’a, yıldızlara bir günlük görevlerini ihmal edebilecekleri mesajını yayacak. Bu haber ile şaşkına dönen Güneş, Ay’a bakacak, Ay yıldızlara göz kırpacak, Dünya’da o gün dönmeden durup, olduğu yerde kalacak. Ve bunun adı Kıyamet olacak. Kendini geliştiremeyen “insan” ırkı yüzünden tüm kainat yerle bir olacak.
Ve şöyle ki;
Kıyameti koparan aslında Tanrı değil, kökeninde “insan” olacak!..
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.