Loading

Archive for "Mayıs, 2014"

  • 29 Mayıs 2014

    Zaman geçiyor, Davranışını, tutumunu, eğilimini, bakış açını değiştirebiliyorsun ama yaşadığın duygular ve onların seni nasıl hissettirdiklerini hiçbir zaman değiştiremiyorsun. Bu durum böyle kalıyor. Gelişim sürecimde, kendime ettiğim onca telkin, iyilik, sabır ve tekamülden vazgeçtim. Yaşadığım duyguları hiçbir zaman değiştiremiyorum. Birisinin yüzüne baktığımda bana hissettirdiği duygudan başkasını göremiyorum. Kaşını, gözünü, sözcüklerini, içini, dışını, iyi niyetini felan

    Zaman geçiyor, Davranışını, tutumunu, eğilimini, bakış açını değiştirebiliyorsun ama yaşadığın duygular ve onların seni nasıl hissettirdiklerini hiçbir zaman değiştiremiyorsun. Bu durum böyle kalıyor. Gelişim sürecimde, kendime ettiğim onca telkin, iyilik, sabır ve tekamülden vazgeçtim. Yaşadığım duyguları hiçbir zaman değiştiremiyorum. Birisinin yüzüne baktığımda bana hissettirdiği duygudan başkasını göremiyorum. Kaşını, gözünü, sözcüklerini, içini, dışını, iyi niyetini felan

  • 26 Mayıs 2014

    Açık olmak gerekmiyor ama ben açık konuşacağım; Sıkıldım! İnsanlığın gittiği yere el ele seyahat etmekten, geçmişte yaşadığım her hikayenin ayaklarımın  izine yapışıp beni takip edenler ile temas etmesinden sıkıldım. Baktım ki, değişmeyen bütün değişmezler ile aynı sofrada birbirimizin yüzüne bakmayarak ‘afiyet olsun’ diyoruz. Sıkıldım işte bundan da. Her olağan şey, olmayacak bir şeymiş algısı yaratıyor.

    Açık olmak gerekmiyor ama ben açık konuşacağım; Sıkıldım! İnsanlığın gittiği yere el ele seyahat etmekten, geçmişte yaşadığım her hikayenin ayaklarımın  izine yapışıp beni takip edenler ile temas etmesinden sıkıldım. Baktım ki, değişmeyen bütün değişmezler ile aynı sofrada birbirimizin yüzüne bakmayarak ‘afiyet olsun’ diyoruz. Sıkıldım işte bundan da. Her olağan şey, olmayacak bir şeymiş algısı yaratıyor.

  • 20 Mayıs 2014

    Tanrı’m bana sıradan insanların saadetinden biraz nasip et! Ya da beni “sıradan” kıl! Necip Fazıl’ın Hüsrev’inin dediği gibi; Kendimi, hayatta ölümle yüzleşebilmiş nadide şanslı kişilerden biri olarak görebilmemi sağla! Ah O kavaklar diye derdimi yakınabilmeyi ve dermanının içimdeki “kendi”mde olduğunu bilebilmeyi!… Bana öyle bir düşünce sistemi nasip et ki; gönderdiğin her şeyin hayrına inanabileyim. Gösterdiğin

    Tanrı’m bana sıradan insanların saadetinden biraz nasip et! Ya da beni “sıradan” kıl! Necip Fazıl’ın Hüsrev’inin dediği gibi; Kendimi, hayatta ölümle yüzleşebilmiş nadide şanslı kişilerden biri olarak görebilmemi sağla! Ah O kavaklar diye derdimi yakınabilmeyi ve dermanının içimdeki “kendi”mde olduğunu bilebilmeyi!… Bana öyle bir düşünce sistemi nasip et ki; gönderdiğin her şeyin hayrına inanabileyim. Gösterdiğin

  • 9 Mayıs 2014

    Bazı yerlerde süren varlığımın tek sebebinin ‘boyun eğmek’ olduğunu düşündüm. Haklıydım, içinde bulunduğum bazı ortamlarda hayatta kalabilmek için, ilk andan itibaren boyun eğdiğimin önkabulünü imzalamıştım. Bunu bilerek ve isteyerek yaptığımı, aslında bunları yapmak istememin sebebinin ‘hayatta kalmak’ ve ‘var olmak’ olduğunu hissettim. Peki; fethetse ve ölse idim? !… Kendimin imarını kendi ellerimle geçirseydim yürüdüğüm sokaklardan?

    Bazı yerlerde süren varlığımın tek sebebinin ‘boyun eğmek’ olduğunu düşündüm. Haklıydım, içinde bulunduğum bazı ortamlarda hayatta kalabilmek için, ilk andan itibaren boyun eğdiğimin önkabulünü imzalamıştım. Bunu bilerek ve isteyerek yaptığımı, aslında bunları yapmak istememin sebebinin ‘hayatta kalmak’ ve ‘var olmak’ olduğunu hissettim. Peki; fethetse ve ölse idim? !… Kendimin imarını kendi ellerimle geçirseydim yürüdüğüm sokaklardan?

  • 6 Mayıs 2014

    “Olma!” cesur insanın işidir. Çevremizde pek çok ‘olmamış’ insan ile yaşıyoruz. ‘Ham insan’ kendini hemen eleveririr. Her hangi bir kararı verirken şöyle bir bakınır etrafına. Bir göz teması, bir bakışma insanı arar kendine. Bulursa aldığı onay ile mutlu bir şekilde kararını beyan eder. Bulamazsa muallakta kalır, daha fazla düşünmek ister. Başını yönsüzce etrafa savurur. Peki

    “Olma!” cesur insanın işidir. Çevremizde pek çok ‘olmamış’ insan ile yaşıyoruz. ‘Ham insan’ kendini hemen eleveririr. Her hangi bir kararı verirken şöyle bir bakınır etrafına. Bir göz teması, bir bakışma insanı arar kendine. Bulursa aldığı onay ile mutlu bir şekilde kararını beyan eder. Bulamazsa muallakta kalır, daha fazla düşünmek ister. Başını yönsüzce etrafa savurur. Peki

svg