Loading

Archive for "Ekim, 2014"

  • 30 Ekim 2014

    Yazamıyorum çünkü diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü köreldim!…. Yazamıyorum çünkü zihnimdeki kelimelerin elinden tutup çık dışarı diyebilecek cesareti bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü yaşadığım evrenin sırrına varamıyorum. Geçirdiğim günlerin anlamını, kaybettiklerimin anlamsızlığını felan söze dökemiyorum. Ne şu içinde bulunduğumuz zamanın ne de bir çember gibi döndürdüğümüz dünyanın suyuna gidemiyorum. Bir yükseliş, bir daha yükseliş, bir de

    Yazamıyorum çünkü diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü köreldim!…. Yazamıyorum çünkü zihnimdeki kelimelerin elinden tutup çık dışarı diyebilecek cesareti bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü yaşadığım evrenin sırrına varamıyorum. Geçirdiğim günlerin anlamını, kaybettiklerimin anlamsızlığını felan söze dökemiyorum. Ne şu içinde bulunduğumuz zamanın ne de bir çember gibi döndürdüğümüz dünyanın suyuna gidemiyorum. Bir yükseliş, bir daha yükseliş, bir de

  • 24 Ekim 2014

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

  • 21 Ekim 2014

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

  • 21 Ekim 2014

    Yeni bir güne uyanmıştım. Düşündüm ve ‘Uyanmak’ kadar nefis bir şeyin olmadığı kanaatine vardım. Uyanmak! Hem yeni bir güne, hem taze ve dinlenmiş bir bedene, hem temiz bir zihne, hem bilinci açık bir gönüle!… Uyandığımı farketmek ile ruhi ferahlığım arttı. Kaç gram olduğu hesaplanmış olan ruhun, benim içimdeki versiyonu görünür bir şekilde hafifledi. Kalbimde ne

    Yeni bir güne uyanmıştım. Düşündüm ve ‘Uyanmak’ kadar nefis bir şeyin olmadığı kanaatine vardım. Uyanmak! Hem yeni bir güne, hem taze ve dinlenmiş bir bedene, hem temiz bir zihne, hem bilinci açık bir gönüle!… Uyandığımı farketmek ile ruhi ferahlığım arttı. Kaç gram olduğu hesaplanmış olan ruhun, benim içimdeki versiyonu görünür bir şekilde hafifledi. Kalbimde ne

  • 10 Ekim 2014

      –          Deli miyim Anne ben? –          Yok kızım ne delisi! Öyle ya, deli olmanın toplumumuza göre en hakiki göstergesi olan ‘kendi kendine konuşmak’ dışında hiç bir şey yoktu!… Bir görünen, bir elle tutulan, yumrukla çakılan bir gerçeklik gözlenemezdi. Ama deliliğim hava kadar gerçekti, içine çektiğin ve bedenin için hayati bir ihtiyaç olan ‘hava’ kadar

      –          Deli miyim Anne ben? –          Yok kızım ne delisi! Öyle ya, deli olmanın toplumumuza göre en hakiki göstergesi olan ‘kendi kendine konuşmak’ dışında hiç bir şey yoktu!… Bir görünen, bir elle tutulan, yumrukla çakılan bir gerçeklik gözlenemezdi. Ama deliliğim hava kadar gerçekti, içine çektiğin ve bedenin için hayati bir ihtiyaç olan ‘hava’ kadar

  • 2 Ekim 2014

    Bir yabancı ve hafif arabesk film izledim, üstüne basılan bir cümleyi aklımdaki gramafona taktım. Çiziyor sözcüklerin üzerini, bana sunmak için çıkarmak istediği sesi!… “Acı, hissedilmeyi talep eder!…” Öyle ya, acı sana kendini veriyorsa, onun varlığını hissetmeni de bekliyor. Hatta hissetmediğinde acayip şaşırıyor, bir çimdik daha atıyor etinin en tatlı hizalarına!… Acı, hissedilmeyi talep ederken, açık

    Bir yabancı ve hafif arabesk film izledim, üstüne basılan bir cümleyi aklımdaki gramafona taktım. Çiziyor sözcüklerin üzerini, bana sunmak için çıkarmak istediği sesi!… “Acı, hissedilmeyi talep eder!…” Öyle ya, acı sana kendini veriyorsa, onun varlığını hissetmeni de bekliyor. Hatta hissetmediğinde acayip şaşırıyor, bir çimdik daha atıyor etinin en tatlı hizalarına!… Acı, hissedilmeyi talep ederken, açık

svg