Hepimiz birbirimizi çok sevdiğimizi ve hep çok sevmeye devam edeceğimizi söyleriz. Bunu duymak ve bu soyut kelimelere güvenmek bile insanı çok keyiflendiren bir şey. Ama biribirimize söylediğimiz bu sevgi sözcüklerini aynı zamanda bir duygu olarak hissettirebiliyor muyuz? Sevgimizi her zaman gözlerimizin içine baka baka gösterebiliyor muyuz?
Kitabın ana karakteri Begüm de ailesi tarafından sevildiğini biliyor ama bunu hissetmek istiyor. Her akşam onlarla konuşmak, gün içinde neler yaptığını paylaşmak istiyor ancak ailesi onu her zaman dinlemiyor. Çünkü hep uğraştıkları bir iş oluyor!
Begüm, herkes için önemi ıspatlanmış değerli bir varlığa, bir ‘aile’ye sahip ama her sabah kahvaltısına eşlik eden ailesi değil, mor büyük bir gergedan! Üstelik izin almadan Begüm’ün kreplerini yiyen kocaman bir gergedan. Begüm dışında evde kimse onun farkında bile değil. Üstelik Begüm’ün uğraşlarına ragmen yine kimse onu dinlemiyor. Durum değişmedikçe mor gergedan eve iyiden iyiye yerleşiyor. Begüm’ün en yakın arkadaşı oluveriyor. Begüm’ü dinliyor, onunla oyunlar oynuyor, onu seviyor!…
Begüm bir sabah ailesine yeniden krep yiyen bir gergedanın evlerinde olduğunu söylüyor ama kimse ona inanmıyor hatta kahkahalarla gülerek Gergedanlar Krep Yemez! diyorlar.
Bir gün ailesi ile hayvanat bahçesini gidiyorlar ve Begüm kocaman bir ilan görüyor. “KAYIP ARANIYOR, Krep Seven mor gergedan aranıyor!” Neyse ki ilanı görünce ailesi de Begüm’e inanıyor ve koşar adım eve gidip gergedanı alıyorlar. Gergedanı kocaman vücudu ile nereye sığdıracağını bilemiyorlar, sonunda uçak ile onu ailesinin yanına gönderiyorlar. Begüm üzgün ama mor gergedanın ailesine kavuşturacağı için mutlu bir şekilde eve dönüyor.
Begüm’ün ailesi artık onun her söylediğini can kulağıyla dinliyorlar. Begüm anlattıkça keyifleniyordu. Tabii burada bitmiyor mor gergedandan sonra pembe kutup ayısı da evinin yeni arkadaşı olarak bize selam veriyor!…
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………….
Aileye : Aile tanımını anne-baba şeklinde yapmamaya özen gösteriyorum. İnsan ilişkilerin zayıfladığı ve mutsuz anne-baba arasında büyüyen bir çocuğun daha çok sorunlara sahip olduğu gerçeği ile, kimse mutsuz bir karı-koca ilişkisini sürdürmek istemiyor. Bu nedenle bir çocuğun ailesi her zaman anne-baba olmuyor. Bazen anne tek başına, bazen baba tek başına, bazen dedeler, annanneler, babanneler, teyzeler, amcalar da işin içine girerek tanımlayacağımız aile kavramı büyüyor. Aynı şekilde hayatta verilen kayıplar ile bir çocuk anne ve babasından birini ya da her ikisini kaybedebiliyor. Tüm bu tanımlamalar tanımın içinde kalmayan çocuklar için ‘acı’ verici olabiliyor!
Bu nedenle Çekirdek ailenin genetic, biyolojik tanımı artık anlamsızlaşmıştır!
Gergedanlar Krep Sevmez’i okuduk bitti, çocuğumuz eğlenceli çizimleri ile zihninde güzel anılar biriktirdi. Ancak dersi alan ebeveyndi! Çocuğun çok da önemsenmemesi gereken bir birey olduğunu, daha öncelikli işlerimiz olduğunu, çocuktur diyerek onları dikkatle dinlemediğimiz gerçeklerinin altını çizdi. Çocuğun hayal dünyasına yalnızlığını gidermek ve dikkat çekebilmek için soktuğu koca gergedanı bile göremedik! İşler öyle büyüdü ki, çocuğun sanrıları yürüdüğü sokaklarda gözünün önüne geldi. Biz geç de olsa bir şeylerin ters gittiğini fark ettik ama tam anlamı ile devamı gelmeyen güzel davranışlarımız olmazsa, çocuğun hayal dünyasına sokacağı görüntülerde azalma olmayacağını kitap bize gösterdi.
Kısa Mesaj : Çocukların söyledikleri mutlaka dinlenmeye değer olmayabilir ama çocuk için anlatmaya değerdir!
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.