Hiçbir şeyin umurumda olmadığı, hiç kimsenin öneminin olmadığı bir yaprak daha kopuyor takvimimden. Sözcüklerimin başı sonu, ucu kıçı nerelere gidecek, kim alacak, kim bırakacak çöpün içine umurumda değil!
Akan saatte nerede olduğum, kiminle olduğum, kafamın içindeki minarelerin kendini sürekli tekrar eden nidalarının ne olduğu önemli değil. Hissiyatım şu an boğazımın düğümlerine ekstra düğüm atan saatlerin akışındaki hakimiyet! Saçımı ne tarafa taramışım ya da tellerinin kaç tanesi beyazlamış, gözlerimi kısarken kırıştığım, vücudumdaki yer çekimi uyumu da umurumda değil!
Yine öyle bir yaprak kopuyor ki takvimimden, sorguladığım tek şey sadece hayatımdaki toplasan 10 kişinin sağlığı, sıhhati, varlığı, birliği….
Bir elma gibi olgunluktan kızarmış ruhum, yere düşse ağır, kalsa ağır ne yapsın diye sığınmışçasına bir ağacın dalına!… Kopsa da kalsa da ağır işte içi…. Kimin böylesine ağır ki diye sormuyorum, yarıştırmıyorum kimseyle kendi ruhumu. Bedenin kusurlu hallerinin çok üzerinde kusursuzca olgun ve dingin ruhum! Kusursuzca ağır!
“Çok yorgunum, beni bekleme kaptan!…” çalıyor girdiğim her köşede, verdiğim her solukta, içimde, yüreğimde!…
Bir yandan da çok güçlüyüm, çok yukarda ellerim, çok ötede gözlerim!… Kimsenin baktığında, gördüğünde, önemsediğinde, soyup attığı güzel sıfatlarda gözüm yok! Kendimdeki üstün başarı plakalarına yerim yok artık. Normalce seyir etsin, yukarıya, aşağıya, herhangi bir ivmeye ihtiyacım yok!
Nazarın değmesin bana hayat!
İçinde bir sürü boktan hile, bir sürü boktan mesele barındıran bok gibi kalplerden ötede kalsın yüreğim!
Güneşin ısıttığı toprak gibi umutlu, mutlu ve yeterli bulayım kendimi. Ve şu olgun ruhumun ağırlığı kimseye batmasın! Kimsenin gözü kalmasın, kimsenin adı, sözü, tipi, biçimi kalmasın gözümde! Benim insanlarla, olaylarla, söylemlerle işim yok! Benim aklım kurduğum azıcık bağların sağlamlığında! Hayattaki bağlarımın sağlamlığı, en güçlü halatımın, en asil urganımın sağlamlığı!
Ben süslü partilerde, adı olsun diye yapılan buluşmalarda olmak istemiyorum. Yalnız ama çok kalabalık, varlığına, gölgelerine şükür ettiklerimin varlığını diliyorum sadece! Takvimden kopup gidecek bu yaprak ve yine ben kazanacağım, yine dualarım, yine şükürlerim, yine kelimelerim kazanacak!
Çünkü kazanmak için en doğru, en saf, en gerçek ve en temiz duygulara sahibim!…
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.