Böyle masallardaki gibi kanatları felan olsaydı insanların, belki istemezdim ben uçmayı,
İnsan yerde mutluysa, yalınayak dolansın, taşlar da batarsa batsın ayak tabanına, istemez ki uçmayı!… Bu güne kadar uçtuğu için çok mutlu olduğunu söyleyen bir kuş var mı? Bilmediğim ama kendimi özgür sandığım bir gökyüzü var sadece. Kimbilir hangi yolları dar, hangi yolları çıkmaz, hangi yolları varmıyor sevdiğime!… İstemiyorum ben uçmak, masallarda anlatıp da hayallerime isteksiz olduğum bir ben koymayın! Burada mutlu edin beni, olduğum yerde, bulunduğum gezegende, yürüdüğüm sokaklarda, tükettiğim saatlerde, içinde olduğum insanlardayken mutlu edin beni!… Bana soğuktan donmuş ellerimin ısınacağı soba ateşi kıvamında kalpler vaad edin, gözlerimin görmeyi özlediği seraplar, yalan da olsa inanacağım gerçekler verin bana… Az ötemde dursun çalan saatim, çalacağı zamanları ben seçeceğim siz değil. Kimin için çalacağını ben seçeceğim, ne için çalacağını ben seçeceğim.
İlhamımı ben çağırıp, oturtacağım şu daktilonun başına, bizzat onun elleriyle yazacağım, şiirlere dokunacağım arttırılmış gerçeklik ile, sözcüklere dokunacağım, içimden kalbimden kopan sözcüklere dokunup kalbimin ne menem bir sıcaklığı varmış hissedeceğim. Gözümden düşen gözyaşlarıma daha düşmeden dokunacağım, geçtiği yolları bileceğim. Ezmeden ruhumu, şarabın tadını bulacağım, beni sarhoş etmeyecek meftun edecek!…
Biliyorum yolları aydınlık, yolları huzurlu, yolları temiz bu sokağın. Biliyorum ayıklanmış kılçıkları, temizlenmiş kötü sözcükleri, yıkanmış yenilgileri!… Biliyorum ve isteyerek burada kalıyorum. Tanrı’nın kurduğu düzende yerimi alıyorum, kafamdan biri tutup istediği yere koymuyor beni, ben gidebileceğim en iyi yerdeyim. Kendime inanmak için kendimi ikna etmiyorum. Benim kendime inanmaya ihtiyacım yok, kendimi yaşıyorum…
Ayaklarıma kendim diktim patiklerimi, nelere karşı hassasım biliyorum, hangi yerleri sıkı dikiş oldu, hangi yerlerinde biraz bol bıraktım biliyorum. Beni sevenlere bıraktım kaçırdığım ilmekleri de, beni ‘gerçekte’ sevenlere!…
Huzur bulduğum kalplerde duruyor gözlerim, iki ağaç arasına el yordamıyla kurulan salıncaklara oturuyor bedenim, bir güzel sallanıyor, bir güzel dinleniyor, bir güzel öğreniyorum!… Yaşadıklarımın, acılarımın ve yaralarımın hesabını ödedim, kimsenin alacağı yok benden…
Ve kimse kanat takmasın hayallerinde, farklı mekanda değil mutluluk! Kim bilir belki de şu an en mutlu an’dadır kalbin!…
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.