Loading

All posts tagged in "blog"

  • 2 Aralık 2014

    Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte

    Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte

  • 21 Kasım 2014

    “Yitim, yaşamanın bedelidir. Yaşamak için ödenmesi gereken olağanüstü kira!”… Annie Dillard Ve yitim, hayatın sana sunduğu acı dolu bir armağan!… Kedim öldü, köpeğim gitti, bardağım düştü, kalemim kırıldı, altınım çalındı, piyangodan para çıktı, müdürüm bana yetki verdi, baterimin bageti kırıldı gibi hayatında ansızın, birden ve cinsi ne olursa olsun yaşadığın yitimler, kayıplar, değişiklikler seni ciddi

    “Yitim, yaşamanın bedelidir. Yaşamak için ödenmesi gereken olağanüstü kira!”… Annie Dillard Ve yitim, hayatın sana sunduğu acı dolu bir armağan!… Kedim öldü, köpeğim gitti, bardağım düştü, kalemim kırıldı, altınım çalındı, piyangodan para çıktı, müdürüm bana yetki verdi, baterimin bageti kırıldı gibi hayatında ansızın, birden ve cinsi ne olursa olsun yaşadığın yitimler, kayıplar, değişiklikler seni ciddi

  • 5 Kasım 2014

    –          Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor! –          Mevsim gereği… –          Ne? Sonbahar mı? ! Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince

    –          Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor! –          Mevsim gereği… –          Ne? Sonbahar mı? ! Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince

  • 24 Ekim 2014

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

  • 21 Ekim 2014

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

  • 21 Ekim 2014

    Yeni bir güne uyanmıştım. Düşündüm ve ‘Uyanmak’ kadar nefis bir şeyin olmadığı kanaatine vardım. Uyanmak! Hem yeni bir güne, hem taze ve dinlenmiş bir bedene, hem temiz bir zihne, hem bilinci açık bir gönüle!… Uyandığımı farketmek ile ruhi ferahlığım arttı. Kaç gram olduğu hesaplanmış olan ruhun, benim içimdeki versiyonu görünür bir şekilde hafifledi. Kalbimde ne

    Yeni bir güne uyanmıştım. Düşündüm ve ‘Uyanmak’ kadar nefis bir şeyin olmadığı kanaatine vardım. Uyanmak! Hem yeni bir güne, hem taze ve dinlenmiş bir bedene, hem temiz bir zihne, hem bilinci açık bir gönüle!… Uyandığımı farketmek ile ruhi ferahlığım arttı. Kaç gram olduğu hesaplanmış olan ruhun, benim içimdeki versiyonu görünür bir şekilde hafifledi. Kalbimde ne

  • 10 Ekim 2014

      –          Deli miyim Anne ben? –          Yok kızım ne delisi! Öyle ya, deli olmanın toplumumuza göre en hakiki göstergesi olan ‘kendi kendine konuşmak’ dışında hiç bir şey yoktu!… Bir görünen, bir elle tutulan, yumrukla çakılan bir gerçeklik gözlenemezdi. Ama deliliğim hava kadar gerçekti, içine çektiğin ve bedenin için hayati bir ihtiyaç olan ‘hava’ kadar

      –          Deli miyim Anne ben? –          Yok kızım ne delisi! Öyle ya, deli olmanın toplumumuza göre en hakiki göstergesi olan ‘kendi kendine konuşmak’ dışında hiç bir şey yoktu!… Bir görünen, bir elle tutulan, yumrukla çakılan bir gerçeklik gözlenemezdi. Ama deliliğim hava kadar gerçekti, içine çektiğin ve bedenin için hayati bir ihtiyaç olan ‘hava’ kadar

  • 2 Ekim 2014

    Bir yabancı ve hafif arabesk film izledim, üstüne basılan bir cümleyi aklımdaki gramafona taktım. Çiziyor sözcüklerin üzerini, bana sunmak için çıkarmak istediği sesi!… “Acı, hissedilmeyi talep eder!…” Öyle ya, acı sana kendini veriyorsa, onun varlığını hissetmeni de bekliyor. Hatta hissetmediğinde acayip şaşırıyor, bir çimdik daha atıyor etinin en tatlı hizalarına!… Acı, hissedilmeyi talep ederken, açık

    Bir yabancı ve hafif arabesk film izledim, üstüne basılan bir cümleyi aklımdaki gramafona taktım. Çiziyor sözcüklerin üzerini, bana sunmak için çıkarmak istediği sesi!… “Acı, hissedilmeyi talep eder!…” Öyle ya, acı sana kendini veriyorsa, onun varlığını hissetmeni de bekliyor. Hatta hissetmediğinde acayip şaşırıyor, bir çimdik daha atıyor etinin en tatlı hizalarına!… Acı, hissedilmeyi talep ederken, açık

  • 25 Eylül 2014

    El çizgilerim… Avucuma çizilmiş bu çizgiler taa bebeliğimden geliyor ve değişmiyor inanışıma öyle sadık kalmışım ki, hiç açıp da ellerimin içine bakmamışım. Sağ elimin solundan başlayıp hafif bir kıvrım ile sağ işaret parmağıma uzanan çizginin resmen dalları artmış. Allah Allah diyorum baktıkça avucuma. En son bu tepkiyi klonlanan kuzu Dolly, dört yaşına bastığında vermiştim. Allah

    El çizgilerim… Avucuma çizilmiş bu çizgiler taa bebeliğimden geliyor ve değişmiyor inanışıma öyle sadık kalmışım ki, hiç açıp da ellerimin içine bakmamışım. Sağ elimin solundan başlayıp hafif bir kıvrım ile sağ işaret parmağıma uzanan çizginin resmen dalları artmış. Allah Allah diyorum baktıkça avucuma. En son bu tepkiyi klonlanan kuzu Dolly, dört yaşına bastığında vermiştim. Allah

  • 23 Eylül 2014

    Ne saçma ! Genişçe sevilme isteği! Yani herkes tarafından, yanaklarındaki et parçalarının bir sürü kişinin orta parmağı ve işaret parmağı arasında saniyelerce kalmasının istenmesi. Geniş geniş sevilebilmek için bir sürü empati işkencesi ve tonla sahte ‘yerine koyma’ gösterişleri!… Ne saçma ! Geniş ekranda kendine sunulan sevgilerin izlenme isteği. Hiçbirine herhangi bir sorgulama yaşatmadan, gözlerinin yalnızca

    Ne saçma ! Genişçe sevilme isteği! Yani herkes tarafından, yanaklarındaki et parçalarının bir sürü kişinin orta parmağı ve işaret parmağı arasında saniyelerce kalmasının istenmesi. Geniş geniş sevilebilmek için bir sürü empati işkencesi ve tonla sahte ‘yerine koyma’ gösterişleri!… Ne saçma ! Geniş ekranda kendine sunulan sevgilerin izlenme isteği. Hiçbirine herhangi bir sorgulama yaşatmadan, gözlerinin yalnızca

svg