Loading

All posts tagged in "can"

  • 20 Mart 2015

    Bir anlam verememek ile bir anlam bulamamak ikizliğinde düşünüp duruyordum. ‘Geçici’ şeylerin sevilme sorunsalında kafamın taşlara değen kısmını çıkardım. 🙂 İnsanın kendisi de yeryüzünde gelip-geçici bir varlık olduğundan mıdır her türlü ‘geçici’ arkadaşlık, sevgi ve zamanlara değer vermesi!… İnsan insan olalı nice sevdanın, nice duygunun, nice tutkunun peşinden gitti-geldi. Hepsinde de bir ‘geçici’ olma durumu

    Bir anlam verememek ile bir anlam bulamamak ikizliğinde düşünüp duruyordum. ‘Geçici’ şeylerin sevilme sorunsalında kafamın taşlara değen kısmını çıkardım. 🙂 İnsanın kendisi de yeryüzünde gelip-geçici bir varlık olduğundan mıdır her türlü ‘geçici’ arkadaşlık, sevgi ve zamanlara değer vermesi!… İnsan insan olalı nice sevdanın, nice duygunun, nice tutkunun peşinden gitti-geldi. Hepsinde de bir ‘geçici’ olma durumu

  • 27 Şubat 2015

    Sidonie-Gabrielle Colette‘in ilginç hayatına ve eserlerine ‘zorla’ feminize edilmiş anlayışı hakim olmuş. Bazı insanlar ile yanlış zamanlarda doğmamız ve hiç tanıyamama şansızlığımızın olması ne sinir bozucu. Zaman ilerledikçe birikim ve donanım açısından insanların daha da ‘iyi’ olacağı görüşüne sahip, insanların teknolojik ilerlemeye paralel olarak zamanla ilerleyeceği düşüncesine inanan birileri varsa tüm bildiklerini unutsun!… Evet gelişen

    Sidonie-Gabrielle Colette‘in ilginç hayatına ve eserlerine ‘zorla’ feminize edilmiş anlayışı hakim olmuş. Bazı insanlar ile yanlış zamanlarda doğmamız ve hiç tanıyamama şansızlığımızın olması ne sinir bozucu. Zaman ilerledikçe birikim ve donanım açısından insanların daha da ‘iyi’ olacağı görüşüne sahip, insanların teknolojik ilerlemeye paralel olarak zamanla ilerleyeceği düşüncesine inanan birileri varsa tüm bildiklerini unutsun!… Evet gelişen

  • 10 Şubat 2015

    Siyah zeytinin namı vardı! Ekmeğin arasını o siyah tanelerle bezeyip kapatıyorduk ağzını. Birkaç lokmalık keyfin bitimi ile öğle yemeği denen ‘rutin’i atlatıyorduk. Eşliğinde yine siyah ve asitli bir içecek… Siyah zeytinin namı vardı! Zaten öyle çeşitli, serpme ve hatta açık büfe değildi bizim kahvaltı dediğimiz şey. Beslenme çantasına bile üç minik göz yiyecek konurdu ve

    Siyah zeytinin namı vardı! Ekmeğin arasını o siyah tanelerle bezeyip kapatıyorduk ağzını. Birkaç lokmalık keyfin bitimi ile öğle yemeği denen ‘rutin’i atlatıyorduk. Eşliğinde yine siyah ve asitli bir içecek… Siyah zeytinin namı vardı! Zaten öyle çeşitli, serpme ve hatta açık büfe değildi bizim kahvaltı dediğimiz şey. Beslenme çantasına bile üç minik göz yiyecek konurdu ve

  • 12 Aralık 2014

    Bir aydınlık bir aydınlık ki çehren, yarıda bulmalı bu zuhuru evren. Artının eksi ile uyumsuz uyumu gibi bazı cümlelerdeki boşluk sehven. Ne diyelim de bir disko topu kadar ahenkli olalım diye düşünürken, yarım testi aşk dolmuş ağzının içine birden. Şu dünyada bir tombola edecekken, kıçı kırık otuzlu bir rakam kaybolmuş hızla ellerinden. Sağlim mi sağ

    Bir aydınlık bir aydınlık ki çehren, yarıda bulmalı bu zuhuru evren. Artının eksi ile uyumsuz uyumu gibi bazı cümlelerdeki boşluk sehven. Ne diyelim de bir disko topu kadar ahenkli olalım diye düşünürken, yarım testi aşk dolmuş ağzının içine birden. Şu dünyada bir tombola edecekken, kıçı kırık otuzlu bir rakam kaybolmuş hızla ellerinden. Sağlim mi sağ

  • 2 Aralık 2014

    Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte

    Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte

  • 14 Kasım 2014

    Eskiden yapacaklarımın listesi olurdu. Bir hafta boyunca o liste ışığında hareket ederim. Yaptıklarımın üzerini itina ile çizer, hayat ödevlerimi tamamlardım. Listede neler olurdu diye düşündüğümde işte Dost kitabevinden alacağım kitapların listesi, bazı arkadaşlarımın doğum günleri ve hediye organizasyonu, bir ihtiyacımın hatırlatması, kültürel bir buluşma planı, bir sevgi gösterisi uyarısı felan filan… Dost kitabevi taksitlerimin görüntülendiği

    Eskiden yapacaklarımın listesi olurdu. Bir hafta boyunca o liste ışığında hareket ederim. Yaptıklarımın üzerini itina ile çizer, hayat ödevlerimi tamamlardım. Listede neler olurdu diye düşündüğümde işte Dost kitabevinden alacağım kitapların listesi, bazı arkadaşlarımın doğum günleri ve hediye organizasyonu, bir ihtiyacımın hatırlatması, kültürel bir buluşma planı, bir sevgi gösterisi uyarısı felan filan… Dost kitabevi taksitlerimin görüntülendiği

  • 5 Kasım 2014

    –          Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor! –          Mevsim gereği… –          Ne? Sonbahar mı? ! Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince

    –          Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor! –          Mevsim gereği… –          Ne? Sonbahar mı? ! Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince

  • 24 Ekim 2014

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

  • 21 Ekim 2014

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

  • 25 Eylül 2014

    El çizgilerim… Avucuma çizilmiş bu çizgiler taa bebeliğimden geliyor ve değişmiyor inanışıma öyle sadık kalmışım ki, hiç açıp da ellerimin içine bakmamışım. Sağ elimin solundan başlayıp hafif bir kıvrım ile sağ işaret parmağıma uzanan çizginin resmen dalları artmış. Allah Allah diyorum baktıkça avucuma. En son bu tepkiyi klonlanan kuzu Dolly, dört yaşına bastığında vermiştim. Allah

    El çizgilerim… Avucuma çizilmiş bu çizgiler taa bebeliğimden geliyor ve değişmiyor inanışıma öyle sadık kalmışım ki, hiç açıp da ellerimin içine bakmamışım. Sağ elimin solundan başlayıp hafif bir kıvrım ile sağ işaret parmağıma uzanan çizginin resmen dalları artmış. Allah Allah diyorum baktıkça avucuma. En son bu tepkiyi klonlanan kuzu Dolly, dört yaşına bastığında vermiştim. Allah

svg