Loading

All posts tagged in "deneme"

  • 17 Haziran 2022

    Ne kadar hızlı ama bir o kadar da hızla uyumlandığımız zamanlar yaşıyoruz. Hangi haberi alsak etkisi iki dakika sonra geçiyor. Hayat, hızlıca kendine adapte etmeye çalışıyor bizi. Yavaşlamak esas amacımız gibi görünse de hızlıca terk ediyoruz bu inancı çünkü çok çalışmalıyız, çok koşturmalıyız, çok sevmeliyiz, çok gezmeliyiz…. Mutsuzluk ve durgunluğa, ufak bir iç sıkıntısına bile

    Ne kadar hızlı ama bir o kadar da hızla uyumlandığımız zamanlar yaşıyoruz. Hangi haberi alsak etkisi iki dakika sonra geçiyor. Hayat, hızlıca kendine adapte etmeye çalışıyor bizi. Yavaşlamak esas amacımız gibi görünse de hızlıca terk ediyoruz bu inancı çünkü çok çalışmalıyız, çok koşturmalıyız, çok sevmeliyiz, çok gezmeliyiz…. Mutsuzluk ve durgunluğa, ufak bir iç sıkıntısına bile

  • 13 Haziran 2020

    Kabul etmek için çabaladığım aylardan geçiyorum. Bunca yıldır çabaladığım her şeyin anlamını yitirdiği, kendi gücüme yapışmış bir hiçlik hissediyorum. Hayatımın farklı dönemlerinde hissettiğim o yıkıntı yüklendi gene omuzlarıma. Taşlarımı kaldırdıkça, kalpleri dolmuş, içleri şişmiş böcekler yayılıyor vücuduma.  Sakladığım tek bir şey kalmayana kadar kusmak istiyor gırtlağım. Tuttuklarım, yitirdiklerim kadar ağır geliyor… Kim bilir çoğumuza vuruyordur

    Kabul etmek için çabaladığım aylardan geçiyorum. Bunca yıldır çabaladığım her şeyin anlamını yitirdiği, kendi gücüme yapışmış bir hiçlik hissediyorum. Hayatımın farklı dönemlerinde hissettiğim o yıkıntı yüklendi gene omuzlarıma. Taşlarımı kaldırdıkça, kalpleri dolmuş, içleri şişmiş böcekler yayılıyor vücuduma.  Sakladığım tek bir şey kalmayana kadar kusmak istiyor gırtlağım. Tuttuklarım, yitirdiklerim kadar ağır geliyor… Kim bilir çoğumuza vuruyordur

  • 16 Ağustos 2018

      Yollar daralıyor bazen. Yol istemeden gidenler yüzünden!… Anlaşılamamak, içinde biriken sözcüklerin yakıştığı yeri bulamamak, aranmak ve yorulmak!… Oluyor işte! Eskiden olsa bir güzel olumlamalar, iyi tarafından göreyim felan diye yorulmalar, pozitif düşünceye uyanmalarla zamanı geçiştirirdim de, büyüdüm! Artık olmuyor! Birşey boktan gidiyorsa boktan diyorum, iyi ise iyi, ahmakça ise ahmakça!… Neyse o, artık yaşadıklarım.

      Yollar daralıyor bazen. Yol istemeden gidenler yüzünden!… Anlaşılamamak, içinde biriken sözcüklerin yakıştığı yeri bulamamak, aranmak ve yorulmak!… Oluyor işte! Eskiden olsa bir güzel olumlamalar, iyi tarafından göreyim felan diye yorulmalar, pozitif düşünceye uyanmalarla zamanı geçiştirirdim de, büyüdüm! Artık olmuyor! Birşey boktan gidiyorsa boktan diyorum, iyi ise iyi, ahmakça ise ahmakça!… Neyse o, artık yaşadıklarım.

  • 15 Kasım 2017

    Dünya’nın hızla sürüklendiği teknolojik devrim aslında 2004 yılında hayatımıza resmen hücum eden Facebook ile başladı. 2011 yılında twittter, 2012 yılında Facebook tarafından 1 milyar dolara satın alınan Instagram ile de sosyal medya kozmik üçgenimiz yeterli doyuma ulaştı.  Başlarda Facebook arkadaşlar arasında fotoğraf paylaşımları, yorumlarla eğlenmek amacıyla kullanıldı. Sonra daha da geriye gidip eski arkadaşlarımızı bulup, sosyal

    Dünya’nın hızla sürüklendiği teknolojik devrim aslında 2004 yılında hayatımıza resmen hücum eden Facebook ile başladı. 2011 yılında twittter, 2012 yılında Facebook tarafından 1 milyar dolara satın alınan Instagram ile de sosyal medya kozmik üçgenimiz yeterli doyuma ulaştı.  Başlarda Facebook arkadaşlar arasında fotoğraf paylaşımları, yorumlarla eğlenmek amacıyla kullanıldı. Sonra daha da geriye gidip eski arkadaşlarımızı bulup, sosyal

  • 11 Ekim 2017

    Ödevlerim birikmiş, yenisi geldikçe anlıyorum. Her gün ödevlerimi defterime iliştiren o el, eski yapmadıklarımı görmez gibi bir umutla yenisini yapıştırıyor… Ben ödevlerimi yapmıyorum diyemiyorum! Bir ton laf edecek diye korkuyorum, nasılsa bakmıyor diye yenisi geldikçe eski yapmadığım eskiyor gidiyor işte… Yapmadığıma ‘hiç’ vermezken, yaptığıma da not vermiyor hayat! Umursamazlığım artıyor gitgide, insanların yapay sohbetleri kulaklarımda

    Ödevlerim birikmiş, yenisi geldikçe anlıyorum. Her gün ödevlerimi defterime iliştiren o el, eski yapmadıklarımı görmez gibi bir umutla yenisini yapıştırıyor… Ben ödevlerimi yapmıyorum diyemiyorum! Bir ton laf edecek diye korkuyorum, nasılsa bakmıyor diye yenisi geldikçe eski yapmadığım eskiyor gidiyor işte… Yapmadığıma ‘hiç’ vermezken, yaptığıma da not vermiyor hayat! Umursamazlığım artıyor gitgide, insanların yapay sohbetleri kulaklarımda

  • 15 Temmuz 2017

      Şu insan ilişkilerinin en kritik kelimesi ve ilişkilerin ilk kazısı, temeli, direği GÜVEN… İstisna aramıyorum, bir muadilini de bulamıyorum kesinlikle ister evde ister işte istersen arkadaş, dost meclisinde ol, güven senin üzerine yapıştırılmış bir marka ise sırtın yere gelmiyor!… Oluşturulması o kadar zorken kaybedilmesi çok kolay! Üstelik sadece sana bağlı da değil. Kimi zaman

      Şu insan ilişkilerinin en kritik kelimesi ve ilişkilerin ilk kazısı, temeli, direği GÜVEN… İstisna aramıyorum, bir muadilini de bulamıyorum kesinlikle ister evde ister işte istersen arkadaş, dost meclisinde ol, güven senin üzerine yapıştırılmış bir marka ise sırtın yere gelmiyor!… Oluşturulması o kadar zorken kaybedilmesi çok kolay! Üstelik sadece sana bağlı da değil. Kimi zaman

  • 19 Mayıs 2017

      Bazen kendimi doğurmuş, bazen de kendimden doğmuş gibi olmak istiyorum. Annemde de kızımda da bende eksik kalmış duyguların ve eylemlerin varlığını farkediyorum. Hiç duymadığım ve duyduğum an neden daha önce bilmiyordum diye üzüldüğüm şarkılar gibi hissediyorum karşılaştığım bazı zamanları. Ölçme, biçme, teraziye koyma isteklerim azalıyor. Kimin kararları terazide tartılıyor ki diyorum ve vazgeçiyorum, kendi

      Bazen kendimi doğurmuş, bazen de kendimden doğmuş gibi olmak istiyorum. Annemde de kızımda da bende eksik kalmış duyguların ve eylemlerin varlığını farkediyorum. Hiç duymadığım ve duyduğum an neden daha önce bilmiyordum diye üzüldüğüm şarkılar gibi hissediyorum karşılaştığım bazı zamanları. Ölçme, biçme, teraziye koyma isteklerim azalıyor. Kimin kararları terazide tartılıyor ki diyorum ve vazgeçiyorum, kendi

  • 6 Mayıs 2017

    Hayatımızdaki klişeler ve sınırlar daha oturacağımız evin inşaasında başlıyor. Evlerin içindeki yaşam alanları duvarlarla sınırları çizilmiş bir şekilde sunuluyor sana. Burası yatak odası, burası oturma odası, burası salon… Her odada ne yapacağın çok belli. Salondaki halin ile oturma odasındaki halin epey farklı. Bir başkasının evine gittiğinde de sana gösterilen oturma yerinde nasıl davranacağın üç aşağı

    Hayatımızdaki klişeler ve sınırlar daha oturacağımız evin inşaasında başlıyor. Evlerin içindeki yaşam alanları duvarlarla sınırları çizilmiş bir şekilde sunuluyor sana. Burası yatak odası, burası oturma odası, burası salon… Her odada ne yapacağın çok belli. Salondaki halin ile oturma odasındaki halin epey farklı. Bir başkasının evine gittiğinde de sana gösterilen oturma yerinde nasıl davranacağın üç aşağı

  • 24 Şubat 2017

    Hiçbir şeyin umurumda olmadığı, hiç kimsenin öneminin olmadığı bir yaprak daha kopuyor takvimimden. Sözcüklerimin başı sonu, ucu kıçı nerelere gidecek, kim alacak, kim bırakacak çöpün içine umurumda değil! Akan saatte nerede olduğum, kiminle olduğum, kafamın içindeki minarelerin kendini sürekli tekrar eden nidalarının ne olduğu önemli değil. Hissiyatım şu an boğazımın düğümlerine ekstra düğüm atan saatlerin

    Hiçbir şeyin umurumda olmadığı, hiç kimsenin öneminin olmadığı bir yaprak daha kopuyor takvimimden. Sözcüklerimin başı sonu, ucu kıçı nerelere gidecek, kim alacak, kim bırakacak çöpün içine umurumda değil! Akan saatte nerede olduğum, kiminle olduğum, kafamın içindeki minarelerin kendini sürekli tekrar eden nidalarının ne olduğu önemli değil. Hissiyatım şu an boğazımın düğümlerine ekstra düğüm atan saatlerin

  • 15 Nisan 2016

    Leyladan geçme faslındayken yakalandım tam da Mevla’ya varmak üzereyken… Üstümde sarı bir kelebek beni izliyordu. Tek renk kelebek mi olur ya dedim içimden, uçtu gitti nefesimin sesinden. Olur tabii, illa renkli mi olacaktı?  Kaçırdım üzerimden. Bazen kızıyorum kendime böyle. Tutarlı tutarsız içimden geçenlere hakim olamıyorum, tüy kadar hafiflere bile dokunuyor nazarım. Kalktım yerimden, bir soda

    Leyladan geçme faslındayken yakalandım tam da Mevla’ya varmak üzereyken… Üstümde sarı bir kelebek beni izliyordu. Tek renk kelebek mi olur ya dedim içimden, uçtu gitti nefesimin sesinden. Olur tabii, illa renkli mi olacaktı?  Kaçırdım üzerimden. Bazen kızıyorum kendime böyle. Tutarlı tutarsız içimden geçenlere hakim olamıyorum, tüy kadar hafiflere bile dokunuyor nazarım. Kalktım yerimden, bir soda

svg