Loading

All posts tagged in "diren"

  • 1 Eylül 2014

    Ben yazmıyorum, Hüzün kaleme geliyor. Yoksa benim hüzün yazacak halim yok, elimin hamuru ile hayatın ‘olmaz’ işlerine karışmışım, yüzümün toyluğunu ruhumun artan yaşına adamışım. Benim hüzün yazacak halim yok. ! Sohbahar geliyor diye hayatına hüznü davet ettin şimdi gelmesini bekleyeceksin. Yaşayacağın mutluluklar biraz üstü örtük, azıcık giyinik, çok az da dekoltesiz olmaya başlayacak. Sohbahar’ın sarı-kuru

    Ben yazmıyorum, Hüzün kaleme geliyor. Yoksa benim hüzün yazacak halim yok, elimin hamuru ile hayatın ‘olmaz’ işlerine karışmışım, yüzümün toyluğunu ruhumun artan yaşına adamışım. Benim hüzün yazacak halim yok. ! Sohbahar geliyor diye hayatına hüznü davet ettin şimdi gelmesini bekleyeceksin. Yaşayacağın mutluluklar biraz üstü örtük, azıcık giyinik, çok az da dekoltesiz olmaya başlayacak. Sohbahar’ın sarı-kuru

  • 20 Ağustos 2014

    Yaşadığımız gün sayısı ne kadar çoğalıyorsa, yüreğimize boncuk boncuk döşenen tedirginlik de o kadar artıyor. Gün geçtikçe huzurlu, güveli, sakin ve bilgin bir kişi olamıyoruz. Sırtımızın ağrısı, yaslanacak bir insan, bir fikir, bir gidişat, bir durum, bir mutluluk, bir hazır plan olmadığından artıyor. Yok ağır kaldırdım, yok ani eğildim, yok hızlı kalktım gibi somut geçmiş

    Yaşadığımız gün sayısı ne kadar çoğalıyorsa, yüreğimize boncuk boncuk döşenen tedirginlik de o kadar artıyor. Gün geçtikçe huzurlu, güveli, sakin ve bilgin bir kişi olamıyoruz. Sırtımızın ağrısı, yaslanacak bir insan, bir fikir, bir gidişat, bir durum, bir mutluluk, bir hazır plan olmadığından artıyor. Yok ağır kaldırdım, yok ani eğildim, yok hızlı kalktım gibi somut geçmiş

  • 15 Ağustos 2014

    Hamdı ve tüm ezikliği hamlığındandı… Oysa ham meyvelerin zırhları, olmuşlardan çok daha kalıncaydı. Neydi ki bizi bu detayı bildiğimiz halde, ham olanın zayıf olduğuna dair inanışımızı zahir kılan? İnsanlar hamlıktan olgunluk serüvenine doğru yürürken, hayatın onları yumuşattığını ve içerisine lezzet kattığını söylemek, doğada bize sunulan hamlık-olgunluk döngüsüne uygun bir söylem etmekten başka bir şey değildir.

    Hamdı ve tüm ezikliği hamlığındandı… Oysa ham meyvelerin zırhları, olmuşlardan çok daha kalıncaydı. Neydi ki bizi bu detayı bildiğimiz halde, ham olanın zayıf olduğuna dair inanışımızı zahir kılan? İnsanlar hamlıktan olgunluk serüvenine doğru yürürken, hayatın onları yumuşattığını ve içerisine lezzet kattığını söylemek, doğada bize sunulan hamlık-olgunluk döngüsüne uygun bir söylem etmekten başka bir şey değildir.

  • 6 Ağustos 2014

    Şu 30 yıllık ömrümde kaç tane bahar, kaç tane yaz görmüş gözlerim. Hepsinde hissettiğim mutluluğu topluyorum, karesini alıyorum ama seninle girdiğim baharların bir tanesinde bile yaşadığım mutluluğa erişemiyorum. ! “Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü annemi gülerken de gördüm ağlarken de…” demiş Özdemir Asaf. Katılıyorum ve bu cümleyi ben de sana doğru yuvarlıyorum.

    Şu 30 yıllık ömrümde kaç tane bahar, kaç tane yaz görmüş gözlerim. Hepsinde hissettiğim mutluluğu topluyorum, karesini alıyorum ama seninle girdiğim baharların bir tanesinde bile yaşadığım mutluluğa erişemiyorum. ! “Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü annemi gülerken de gördüm ağlarken de…” demiş Özdemir Asaf. Katılıyorum ve bu cümleyi ben de sana doğru yuvarlıyorum.

  • 5 Ağustos 2014

    Eğer bir iş veya bir eş, benliğin gelişimine yardımcı olmuyor, onu tamamlamıyorsa, bırakıp gitmek için ‘meşru bir sebep’ var demektir. ( Baumeister ,1991 )   Hayatının en erken zamanlarında bunu fark edip, benliğini geliştirecek insan, amaç, iş ve emek aramaya yönelirsen o zamandan sonra sadece bunu fark etmen ile bile gelişmiş bir benliğinin görüntüsünü apaçık

    Eğer bir iş veya bir eş, benliğin gelişimine yardımcı olmuyor, onu tamamlamıyorsa, bırakıp gitmek için ‘meşru bir sebep’ var demektir. ( Baumeister ,1991 )   Hayatının en erken zamanlarında bunu fark edip, benliğini geliştirecek insan, amaç, iş ve emek aramaya yönelirsen o zamandan sonra sadece bunu fark etmen ile bile gelişmiş bir benliğinin görüntüsünü apaçık

  • 24 Temmuz 2014

    Biraz birikmiş masal duruyordu masamın üzerinde. Boş kalmış birkaç zaman geçti de elime, şu masallara bir dalayım istedim. Ya masalda gerçek bir hikaye ya da hayatta bir masalsı mutluluk aradım. Birini bulursam ardına düşer giderim diyordum da olmadı! Masallar tam masal kıvamında, kurt kulakları, kuzu sesleri, inek sütleri ve elma şekerleri ile doluydu. Hayat ise

    Biraz birikmiş masal duruyordu masamın üzerinde. Boş kalmış birkaç zaman geçti de elime, şu masallara bir dalayım istedim. Ya masalda gerçek bir hikaye ya da hayatta bir masalsı mutluluk aradım. Birini bulursam ardına düşer giderim diyordum da olmadı! Masallar tam masal kıvamında, kurt kulakları, kuzu sesleri, inek sütleri ve elma şekerleri ile doluydu. Hayat ise

  • 11 Temmuz 2014

    İstersen gel sıkı sıkı tutunalım şimdi. Ayaklarının parmak ucundan topuğuna kadar tabanını yere deydirelim. Böyle onun üzerinde olduğunu yeryüzüne gösterelim. Ne kadar tanışıklığın, ne kadar ilişkin, ne kadar sevdiğin, ne kadar bağın varsa hepsine bir sevgi mesajı yollayalım. Bizim burada, ısrarla ayakta olduğumuzu herkesin duyacağı eşikten bi güzel bağıralım. Bedenimizden sadece bir tane var diye

    İstersen gel sıkı sıkı tutunalım şimdi. Ayaklarının parmak ucundan topuğuna kadar tabanını yere deydirelim. Böyle onun üzerinde olduğunu yeryüzüne gösterelim. Ne kadar tanışıklığın, ne kadar ilişkin, ne kadar sevdiğin, ne kadar bağın varsa hepsine bir sevgi mesajı yollayalım. Bizim burada, ısrarla ayakta olduğumuzu herkesin duyacağı eşikten bi güzel bağıralım. Bedenimizden sadece bir tane var diye

  • 27 Haziran 2014

    Aklım ile kalbim arasında giden-gelen bi ben değilim ki! Ayakları yere basan ve düşünebilen her canlının, bu ikisinin çalışma şeklini mutlaka bir test etmişliği vardır. Niye akıl bazen gerekli, niye kalp son sözü söylemeli, niye iki organın da farklı bir sözcük hazinesi var ki, niye kimi insanın organ hiyerarşisinde bunlar farklı yerlerde duruyor ki? gibi

    Aklım ile kalbim arasında giden-gelen bi ben değilim ki! Ayakları yere basan ve düşünebilen her canlının, bu ikisinin çalışma şeklini mutlaka bir test etmişliği vardır. Niye akıl bazen gerekli, niye kalp son sözü söylemeli, niye iki organın da farklı bir sözcük hazinesi var ki, niye kimi insanın organ hiyerarşisinde bunlar farklı yerlerde duruyor ki? gibi

  • 24 Haziran 2014

    “Birinin Annesi oldum, birinin kardeşi, birinin ablası, bir iki kişinin evladı, birilerinin arkadaşı, birinin ilhamı, birinin tövbesi, birinin şükürü, birinin küfürü, birinin göz bebeği, birinin hilesi, birinin yasağı, birinin kaçağı, birinin sevdalısı oldum!” Kendime biraz heves olayım diye neden ararken, kocaman bir cümleye değdi ellerim. İşte bu yukarıdakine!… Sürekli döndüğünden midir nedir Dünya’nın kafası hep

    “Birinin Annesi oldum, birinin kardeşi, birinin ablası, bir iki kişinin evladı, birilerinin arkadaşı, birinin ilhamı, birinin tövbesi, birinin şükürü, birinin küfürü, birinin göz bebeği, birinin hilesi, birinin yasağı, birinin kaçağı, birinin sevdalısı oldum!” Kendime biraz heves olayım diye neden ararken, kocaman bir cümleye değdi ellerim. İşte bu yukarıdakine!… Sürekli döndüğünden midir nedir Dünya’nın kafası hep

  • 30 Nisan 2014

    Ömrümün sabit bir döneminde kelebeklere üzüldüm durdum. Tanrı onları neden bu kadar güzel yarattı da sadece 1 gün ömür biçti diye? Aslında her kimsenin ya da her şeyin bir nedeni olduğuna içtenlikle inanmakla başladı, sorgulama. Bunun da bir nedeni olabilir mi acaba? Sonra biri dedi ki; düşünsene ömrünün büyük bir bölümünü tırtıl olarak yaşıyorsun ve

    Ömrümün sabit bir döneminde kelebeklere üzüldüm durdum. Tanrı onları neden bu kadar güzel yarattı da sadece 1 gün ömür biçti diye? Aslında her kimsenin ya da her şeyin bir nedeni olduğuna içtenlikle inanmakla başladı, sorgulama. Bunun da bir nedeni olabilir mi acaba? Sonra biri dedi ki; düşünsene ömrünün büyük bir bölümünü tırtıl olarak yaşıyorsun ve

svg