Loading

All posts tagged in "duygu can"

  • 19 Haziran 2014

    Az ile yetinmiyorum! Şu umumi hayatımın içinde fazladan olabilecek her doza ihtiyaç duyuyorum. Fazla büyük, fazla basit ve fazla sıradan bulduğum kıyafetlerin içinde prenses lüksü ile dolanıyorum. Bir kapıyı çalıyorum ve kim açarsa açsın boynuna atlıyorum. Sanki evrenin tüm ve en fazla sevgi dağarcığı içimde toplanmış da benim dağıtıcı pozisyonum ebedi kalmış gibi!… Mesela kin

    Az ile yetinmiyorum! Şu umumi hayatımın içinde fazladan olabilecek her doza ihtiyaç duyuyorum. Fazla büyük, fazla basit ve fazla sıradan bulduğum kıyafetlerin içinde prenses lüksü ile dolanıyorum. Bir kapıyı çalıyorum ve kim açarsa açsın boynuna atlıyorum. Sanki evrenin tüm ve en fazla sevgi dağarcığı içimde toplanmış da benim dağıtıcı pozisyonum ebedi kalmış gibi!… Mesela kin

  • 9 Haziran 2014

    İthaf : “Eşimi (Direncan) kaybetmenin ardından 1 yıl geçti, kızım ile Haziran 2014′ deyiz.!”   Eseyim de geçeyim dedi rüzgar, Sana dokunmadan, saçlarının tellerini semaya uçurmadan, usul usul eseyim de gideyim dedi. Oysa öyle çok ihtiyacım vardı ki, bana koca bir rüzgarın sorgusuzca dokunmasına. Fırtınaya yakalanmaya ya da doluda şemsiyesiz kalmaya, tüm evren birlik olmuş bana

    İthaf : “Eşimi (Direncan) kaybetmenin ardından 1 yıl geçti, kızım ile Haziran 2014′ deyiz.!”   Eseyim de geçeyim dedi rüzgar, Sana dokunmadan, saçlarının tellerini semaya uçurmadan, usul usul eseyim de gideyim dedi. Oysa öyle çok ihtiyacım vardı ki, bana koca bir rüzgarın sorgusuzca dokunmasına. Fırtınaya yakalanmaya ya da doluda şemsiyesiz kalmaya, tüm evren birlik olmuş bana

  • 6 Mayıs 2014

    “Olma!” cesur insanın işidir. Çevremizde pek çok ‘olmamış’ insan ile yaşıyoruz. ‘Ham insan’ kendini hemen eleveririr. Her hangi bir kararı verirken şöyle bir bakınır etrafına. Bir göz teması, bir bakışma insanı arar kendine. Bulursa aldığı onay ile mutlu bir şekilde kararını beyan eder. Bulamazsa muallakta kalır, daha fazla düşünmek ister. Başını yönsüzce etrafa savurur. Peki

    “Olma!” cesur insanın işidir. Çevremizde pek çok ‘olmamış’ insan ile yaşıyoruz. ‘Ham insan’ kendini hemen eleveririr. Her hangi bir kararı verirken şöyle bir bakınır etrafına. Bir göz teması, bir bakışma insanı arar kendine. Bulursa aldığı onay ile mutlu bir şekilde kararını beyan eder. Bulamazsa muallakta kalır, daha fazla düşünmek ister. Başını yönsüzce etrafa savurur. Peki

  • 11 Nisan 2014

    Modernize olmuş ‘insan’ın temel meselelerinden birisi de, ölümle yüzleşememesidir. “Kemal Sayar” Ölüm hadisesi başına gelmiş herkes ivedilikle ‘inkar’ etmeye yöneliyor. Bu da varoluşun bir gereği olan ‘ölüm’ ile yüzleşememek sorununu doğuruyor. Yüzleşemediğimiz her olay da bizde analjezik müdaheleler ile düzelemeyecek ağrılar oluşturuyor. İnkar ettiğimizden de başımıza gelmiş yokluk ile derdimizi bir türlü halledemeyip, yokluğu içimizdeki

    Modernize olmuş ‘insan’ın temel meselelerinden birisi de, ölümle yüzleşememesidir. “Kemal Sayar” Ölüm hadisesi başına gelmiş herkes ivedilikle ‘inkar’ etmeye yöneliyor. Bu da varoluşun bir gereği olan ‘ölüm’ ile yüzleşememek sorununu doğuruyor. Yüzleşemediğimiz her olay da bizde analjezik müdaheleler ile düzelemeyecek ağrılar oluşturuyor. İnkar ettiğimizden de başımıza gelmiş yokluk ile derdimizi bir türlü halledemeyip, yokluğu içimizdeki

  • 9 Nisan 2014

    Oturdum kaldım şu sofranın kıyısında.ellerim dizlerimin üzerinde, gözlerim de ellerimde.bilmem ki bir kadın duruşu mu yapıştı benim hizamın üzerine.ve sen buldun mu kalbimi emniyetsiz bir şeritte.savrulmuş ruh parçalarımdan yaptığın bulmacanın uçlarını yakmış kimsesiz bi heybe.aldığım tüm haberleri üçüncü sayfaya taşımış haysiyetsiz bir çehre.sen de şimdi yüreğimin harflerinin yazıya dökülmüş haline sakın yüz verme.içinde türlü türlü

    Oturdum kaldım şu sofranın kıyısında.ellerim dizlerimin üzerinde, gözlerim de ellerimde.bilmem ki bir kadın duruşu mu yapıştı benim hizamın üzerine.ve sen buldun mu kalbimi emniyetsiz bir şeritte.savrulmuş ruh parçalarımdan yaptığın bulmacanın uçlarını yakmış kimsesiz bi heybe.aldığım tüm haberleri üçüncü sayfaya taşımış haysiyetsiz bir çehre.sen de şimdi yüreğimin harflerinin yazıya dökülmüş haline sakın yüz verme.içinde türlü türlü

  • 7 Nisan 2014

    Her şeyi “normal”leştiren psikologların düzenli aralıklar ile psikolojik destek almasının gerektiğini düşünüyorum. Yaşadıkları normallik sendromunun da “normal” olduğunu yine bir meslektaşlarından duyacakları için normalüstü bir yaşantının içine sürükleneceklerdir. Yani bazı yaşantılar, “a-normal” ama bunun üzerine söylenen her söz “normal” dir. Bazı “a-normal” şeyler hisseden kişiler aslında “a-normal” derecede “normal”dir. Şimdi bu kelimelere bakışınız ve bakamayışınız

    Her şeyi “normal”leştiren psikologların düzenli aralıklar ile psikolojik destek almasının gerektiğini düşünüyorum. Yaşadıkları normallik sendromunun da “normal” olduğunu yine bir meslektaşlarından duyacakları için normalüstü bir yaşantının içine sürükleneceklerdir. Yani bazı yaşantılar, “a-normal” ama bunun üzerine söylenen her söz “normal” dir. Bazı “a-normal” şeyler hisseden kişiler aslında “a-normal” derecede “normal”dir. Şimdi bu kelimelere bakışınız ve bakamayışınız

  • 3 Nisan 2014

    “Ama neye yarar hazır olmak, Yalnızca yapabilmek önemli olunca?” Bay Keuner Yapabilmek ve edebilmek fiilleri hayatımızın hiçbir döneminde bu kadar önemli ve değerli olmadı! Önceden öğretmenler öğrencilerin sınav kağıtlarını değerlendirirken “gidiş yolu”ndan puan verirlerdi. Uğraştıkları her problemin sonucuna varmadan evvel, hangi yolları denemiş ve hangi çabalar sonucunda yapamamış olduğuna bakarlardı. Şimdi toplumsal ve bireysel olarak

    “Ama neye yarar hazır olmak, Yalnızca yapabilmek önemli olunca?” Bay Keuner Yapabilmek ve edebilmek fiilleri hayatımızın hiçbir döneminde bu kadar önemli ve değerli olmadı! Önceden öğretmenler öğrencilerin sınav kağıtlarını değerlendirirken “gidiş yolu”ndan puan verirlerdi. Uğraştıkları her problemin sonucuna varmadan evvel, hangi yolları denemiş ve hangi çabalar sonucunda yapamamış olduğuna bakarlardı. Şimdi toplumsal ve bireysel olarak

  • 20 Mart 2014

    Bu yazacaklarımı benden duymanı hiç istemezdim. Benim temiz duygularımın aslında sana hitaben kir-pas içinde kaldığını bilmeni istemezdim. Ama doldum artık. Rezil, pislik, işe yaramaz, yitiğin birisin. İçinde dolanan tilkiler gözlerinin ferine otumuş kanın pompalandıkça el sallıyorlar etrafa. İçinde tuttuğun pislikleri herkesler açık-seçik görebiliyor. Ve hatta sözcüklerinden akan motorinin rengi ile asfaltlar ıslanıyor. Ne kadar aşağılık,

    Bu yazacaklarımı benden duymanı hiç istemezdim. Benim temiz duygularımın aslında sana hitaben kir-pas içinde kaldığını bilmeni istemezdim. Ama doldum artık. Rezil, pislik, işe yaramaz, yitiğin birisin. İçinde dolanan tilkiler gözlerinin ferine otumuş kanın pompalandıkça el sallıyorlar etrafa. İçinde tuttuğun pislikleri herkesler açık-seçik görebiliyor. Ve hatta sözcüklerinden akan motorinin rengi ile asfaltlar ıslanıyor. Ne kadar aşağılık,

  • 13 Mart 2014

    İçimdeki o sürümden kazanmış, arsız ses dedi ki; “Hayal kurma!” Niye diye sormak ile sormamak arasında gidip gelirken, bunca zamandır başımı öne indirip, sözcüklerini dinlediğim bu şımarık iç sesime içimde büyük bir nefret biriktirdiğimi anladım. Nasıl olur dedim. Bende, benim içimde konuşan bir ses’e karşı nasıl nefret uyanır? Bunun, kendinden nefret etmek ile bir bağlantısı

    İçimdeki o sürümden kazanmış, arsız ses dedi ki; “Hayal kurma!” Niye diye sormak ile sormamak arasında gidip gelirken, bunca zamandır başımı öne indirip, sözcüklerini dinlediğim bu şımarık iç sesime içimde büyük bir nefret biriktirdiğimi anladım. Nasıl olur dedim. Bende, benim içimde konuşan bir ses’e karşı nasıl nefret uyanır? Bunun, kendinden nefret etmek ile bir bağlantısı

  • 24 Şubat 2014

    Herkes kendisi için bir derstir… “Plinius” Çoğu zaman yaptıklarının, söylediklerinin, çözdüklerinin ve sevdiklerinin başkalarına ders olsun diye olduğunu düşünürsün. Bu sözüm sana ders olsun, bu davranışım, bu hatam, bu iyiliğim, bu kötülüğüm başkasına ders olsun diye yaptın durdun. Ben, bu yaşıma geleli birilerinden ders alayım, birilerine de olabildiğince ders vereyim diye uğraşmış, çalışmış ve bu

    Herkes kendisi için bir derstir… “Plinius” Çoğu zaman yaptıklarının, söylediklerinin, çözdüklerinin ve sevdiklerinin başkalarına ders olsun diye olduğunu düşünürsün. Bu sözüm sana ders olsun, bu davranışım, bu hatam, bu iyiliğim, bu kötülüğüm başkasına ders olsun diye yaptın durdun. Ben, bu yaşıma geleli birilerinden ders alayım, birilerine de olabildiğince ders vereyim diye uğraşmış, çalışmış ve bu

svg