Loading

All posts tagged in "duygu can"

  • 6 Şubat 2014

    Biliyorum Bil(m)iyorum Şu yukarıdaki kelimeler arasındaki farkı görüyorsunuz. Bir varolan hakkındaki bilgi durumunuzu ifade etmek istediniz. Biliyorsanız, biliyorum; bilmiyorsanız, bilmiyorum dediniz. Bir tane (m) harfi ile karşı tarafa iletmek istediğiniz mesajı yüzde yüz değiştirdiniz. Bir tane harf ile söylemek istediğiniz koca anlamı değiştirdiniz. Tıpkı bunun gibi seviyorum dediğiniz birine sevmiyorum demek için yine o (m)

    Biliyorum Bil(m)iyorum Şu yukarıdaki kelimeler arasındaki farkı görüyorsunuz. Bir varolan hakkındaki bilgi durumunuzu ifade etmek istediniz. Biliyorsanız, biliyorum; bilmiyorsanız, bilmiyorum dediniz. Bir tane (m) harfi ile karşı tarafa iletmek istediğiniz mesajı yüzde yüz değiştirdiniz. Bir tane harf ile söylemek istediğiniz koca anlamı değiştirdiniz. Tıpkı bunun gibi seviyorum dediğiniz birine sevmiyorum demek için yine o (m)

  • 31 Ocak 2014

    Kötü giden bir zaman diliminin nedeni yıldızlar, ay, ikinci ev, yükselen burç, bilmiş bir falcı kadın ya da kader inanışın olabilir de, bunu iyiye döndürme çabanın nedeni kesin olarak ‘sen’sin. Bunun farkındayım. “Biz buraya sevgilimizi bulmaya geldik” demişti birisi de kulağımın içinde izi kalmış, hala aklıma geliyor. Bu cümledeki ‘sevgili”den kastın , canlı-kanlı bir sevgili

    Kötü giden bir zaman diliminin nedeni yıldızlar, ay, ikinci ev, yükselen burç, bilmiş bir falcı kadın ya da kader inanışın olabilir de, bunu iyiye döndürme çabanın nedeni kesin olarak ‘sen’sin. Bunun farkındayım. “Biz buraya sevgilimizi bulmaya geldik” demişti birisi de kulağımın içinde izi kalmış, hala aklıma geliyor. Bu cümledeki ‘sevgili”den kastın , canlı-kanlı bir sevgili

  • 23 Ocak 2014

    Kaçma lütfen, gel! Şimdi bi düşünmeni istiyorum. Kaçtığın onca insanı, bince fikri ve milyonlarca hissi… Direkt olarak kendi içinden geçen, senin kendi kalbinden geçen ne çok kelimeden kendini esirgediğini bir düşün. Bir çift içi gülen gözden kendini nasıl da önemli bir şeymiş gibi sakladığını. Ağırlık merkezine seni koymuş birkaç insandan ne denli hızlı kaçtığını… Kaçma

    Kaçma lütfen, gel! Şimdi bi düşünmeni istiyorum. Kaçtığın onca insanı, bince fikri ve milyonlarca hissi… Direkt olarak kendi içinden geçen, senin kendi kalbinden geçen ne çok kelimeden kendini esirgediğini bir düşün. Bir çift içi gülen gözden kendini nasıl da önemli bir şeymiş gibi sakladığını. Ağırlık merkezine seni koymuş birkaç insandan ne denli hızlı kaçtığını… Kaçma

  • 16 Ocak 2014

    Yeni yıla girdik, bir umut bin umut… Sonra bir baktık ki Ocak ayını yarılamışız ama hiçbir olumlu değişken olmamış!…Aksine, sürü ile olumsuz, enerjisiz bakış sarmış etrafımızı. Güneş, kendini bizden gizlemek için köşe bucak kaçmış. Önüne sisten perdeler sermiş. Biz ona “yok olanı var et” dedik, o “var olanı yok et” dedik anlamış!… Başında, ismi “Devlet”

    Yeni yıla girdik, bir umut bin umut… Sonra bir baktık ki Ocak ayını yarılamışız ama hiçbir olumlu değişken olmamış!…Aksine, sürü ile olumsuz, enerjisiz bakış sarmış etrafımızı. Güneş, kendini bizden gizlemek için köşe bucak kaçmış. Önüne sisten perdeler sermiş. Biz ona “yok olanı var et” dedik, o “var olanı yok et” dedik anlamış!… Başında, ismi “Devlet”

  • 8 Ocak 2014

      Hayat’ın içini doldurduğu insanlar ile karşılaştın mı hiç? Hani “hayat dolu” diye tabir edilenlerle? Rastlamışsındır muhakkak, herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde. Şanslısın o halde. Herhangi bir zamanında böyle bir insanın ellerini tutup, gözlerinin içine bakabilmiş olduğun için çok şanslısın. İnsanın içini dolduran şey “hayat” ise ve bu “hayat” denen şey de tatlısı,

      Hayat’ın içini doldurduğu insanlar ile karşılaştın mı hiç? Hani “hayat dolu” diye tabir edilenlerle? Rastlamışsındır muhakkak, herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde. Şanslısın o halde. Herhangi bir zamanında böyle bir insanın ellerini tutup, gözlerinin içine bakabilmiş olduğun için çok şanslısın. İnsanın içini dolduran şey “hayat” ise ve bu “hayat” denen şey de tatlısı,

  • 6 Ocak 2014

    Al eline kalemi, bir güzel cümle yazacağız şimdi seninle beraber. Sen yazacaksın, sen okuyacaksın, sen seveceksin kendini. Bir dikdörtgen büyüklüğünde sarı sünger alacaksın eline. Kalbinde biriken suyu süngerin içine çekip, toprağa bırakacaksın. Aklında kalmış herkesi tek tek ayıklayacaksın. Pirincin taşları gibi sırıtacak ve değersiz kalacaklar gözünde. Tek tek dışarı çıkaracağız içimizde biriken ve yürekleri taş

    Al eline kalemi, bir güzel cümle yazacağız şimdi seninle beraber. Sen yazacaksın, sen okuyacaksın, sen seveceksin kendini. Bir dikdörtgen büyüklüğünde sarı sünger alacaksın eline. Kalbinde biriken suyu süngerin içine çekip, toprağa bırakacaksın. Aklında kalmış herkesi tek tek ayıklayacaksın. Pirincin taşları gibi sırıtacak ve değersiz kalacaklar gözünde. Tek tek dışarı çıkaracağız içimizde biriken ve yürekleri taş

  • 30 Aralık 2013

    Sen hiç, herhangi bir “son”u kutladın mı? Böyle çılgınlar gibi… Öyle ki yaşadığın son ile beraber kendini sokağa atacak, kafana garip şapkalar takacaksın. Muhakkak “aşk”ın rengi kırmızıyı giyeceksin. Mutluluktan şarkılar söyleyecek, bitti diye göbek atacaksın! Hayatımın hiçbir son’unu böyle yaşamadım!… Ama işte yine yılın dibinde birazcık ‘gün’ kaldı. Hepsini yedik, içtik bitti. Şu son bir

    Sen hiç, herhangi bir “son”u kutladın mı? Böyle çılgınlar gibi… Öyle ki yaşadığın son ile beraber kendini sokağa atacak, kafana garip şapkalar takacaksın. Muhakkak “aşk”ın rengi kırmızıyı giyeceksin. Mutluluktan şarkılar söyleyecek, bitti diye göbek atacaksın! Hayatımın hiçbir son’unu böyle yaşamadım!… Ama işte yine yılın dibinde birazcık ‘gün’ kaldı. Hepsini yedik, içtik bitti. Şu son bir

  • 26 Aralık 2013

    Sık dişlerini, gıcırdamasını dinle, kalbinde olanların fiziksel sesi gibi algıla. Güçlüsün çünkü! Ayaklarının üzerinde, dimdik.  Başın da ne kadar yukarıda. Hala gülümsüyorsun. Hala küçücük yaşına rağmen koca adamlara “umut” olabiliyorsun. Hala yaşadıklarından süzülen enerji ile, ruhu ebedi aç kalmış kişileri besliyor ve bir günlerini huzura erdirebiliyorsun. Helal Olsun! Bu ne güç! Şu yüksek binaları bile

    Sık dişlerini, gıcırdamasını dinle, kalbinde olanların fiziksel sesi gibi algıla. Güçlüsün çünkü! Ayaklarının üzerinde, dimdik.  Başın da ne kadar yukarıda. Hala gülümsüyorsun. Hala küçücük yaşına rağmen koca adamlara “umut” olabiliyorsun. Hala yaşadıklarından süzülen enerji ile, ruhu ebedi aç kalmış kişileri besliyor ve bir günlerini huzura erdirebiliyorsun. Helal Olsun! Bu ne güç! Şu yüksek binaları bile

  • 12 Aralık 2013

    Mesela neye sahip olmakla mutlusun? Neyim var diye kendini iyi hissediyorsun? Sahip olduğun hangi şey seni mutlu ediyor? Hayır, yanlış anlama! Neden mutlu olduğun ve ne kadar mutlu olduğun fazla sayıda sahip olduğun şeyler ile doğru orantılı değil! Ben, buna asla inanmıyorum, önem vermiyorum. Maddi ve manevi anlamda “çok şey”e sahip olmak, seni daha mutlu

    Mesela neye sahip olmakla mutlusun? Neyim var diye kendini iyi hissediyorsun? Sahip olduğun hangi şey seni mutlu ediyor? Hayır, yanlış anlama! Neden mutlu olduğun ve ne kadar mutlu olduğun fazla sayıda sahip olduğun şeyler ile doğru orantılı değil! Ben, buna asla inanmıyorum, önem vermiyorum. Maddi ve manevi anlamda “çok şey”e sahip olmak, seni daha mutlu

  • 6 Aralık 2013

    Varlığının şerefine! İyi ki varsın! Varlığına duacıyım! Ne çok seviyoruz bu var olma işini. Al işte hepimiz varız, ne olacak? Sen de varsın, ben de varım. Ben yazıyorum, sen okuyorsun, kimbilir kafanın içine ne kadar büyük dünyalar sığdırıyorsun. Öyle küçüksün ki aslında ama kimbilir ne kadar büyütüyorsun gözünde kendi varlığını… Bilmiyorum! Ben bugün şunu öğrendim.

    Varlığının şerefine! İyi ki varsın! Varlığına duacıyım! Ne çok seviyoruz bu var olma işini. Al işte hepimiz varız, ne olacak? Sen de varsın, ben de varım. Ben yazıyorum, sen okuyorsun, kimbilir kafanın içine ne kadar büyük dünyalar sığdırıyorsun. Öyle küçüksün ki aslında ama kimbilir ne kadar büyütüyorsun gözünde kendi varlığını… Bilmiyorum! Ben bugün şunu öğrendim.

svg