Loading

All posts tagged in "duygu can"

  • 12 Kasım 2013

    Şöyle ki; Tanrı, yarattığı doğa harikalarında mükemmeliyetçi bir arayışta idi. Mesela Güneş’i öyle bir tasarladı ki, hiçbir vakit görevinden soğumayacak ve her zaman mesaisinin başında olacaktı. Tanrı’nın Güneş’in beyninin içine yazdığı kodlar bu kadar açık ve netti. Ay için de aynısı olmalıydı. Güneş’in yoğun mesaisi bittiğinde, ışığı ve sıcaklığını da alıp evine gitmeli, yerine yeni

    Şöyle ki; Tanrı, yarattığı doğa harikalarında mükemmeliyetçi bir arayışta idi. Mesela Güneş’i öyle bir tasarladı ki, hiçbir vakit görevinden soğumayacak ve her zaman mesaisinin başında olacaktı. Tanrı’nın Güneş’in beyninin içine yazdığı kodlar bu kadar açık ve netti. Ay için de aynısı olmalıydı. Güneş’in yoğun mesaisi bittiğinde, ışığı ve sıcaklığını da alıp evine gitmeli, yerine yeni

  • 11 Kasım 2013

          Tüm yıkılmışlığıma rağmen beni sev Dünya! Tüm bırakmışlığıma, tüm kaybedişime, tüm pes edişime, tüm didinemeyişime, tüm kırıklarıma, tüm ecel terlerime rağmen beni sev Dünya! Sen yalnız insan sever misin? Bi istisna yap da beni bi seferlik sev Dünya! Emeklerimin ellerimden düşüyor olmasını gözler önüne serişime aldırma, bin tane bardağı aynı anda tutmaya

          Tüm yıkılmışlığıma rağmen beni sev Dünya! Tüm bırakmışlığıma, tüm kaybedişime, tüm pes edişime, tüm didinemeyişime, tüm kırıklarıma, tüm ecel terlerime rağmen beni sev Dünya! Sen yalnız insan sever misin? Bi istisna yap da beni bi seferlik sev Dünya! Emeklerimin ellerimden düşüyor olmasını gözler önüne serişime aldırma, bin tane bardağı aynı anda tutmaya

  • 7 Kasım 2013

    Şimdi bu okuduklarının hepsinin senin ağzından çıkmış kelimeler olduğunu düşünmeni istiyorum. Kimsesiz ve ıssız bir dağın başındasın, ne söylersen karşı dağlardan sana dönen bir cevabı var, kimsesizsin ama yalnız değilsin yani! Güzel, çadırının içindeki azıkların yanına biraz da “umut” ekleyebilmen için çok güzel bir ifade bu. Bazen yalnız olmadığını kendine dönen sesinden anlayabilirsin. Sana cevap

    Şimdi bu okuduklarının hepsinin senin ağzından çıkmış kelimeler olduğunu düşünmeni istiyorum. Kimsesiz ve ıssız bir dağın başındasın, ne söylersen karşı dağlardan sana dönen bir cevabı var, kimsesizsin ama yalnız değilsin yani! Güzel, çadırının içindeki azıkların yanına biraz da “umut” ekleyebilmen için çok güzel bir ifade bu. Bazen yalnız olmadığını kendine dönen sesinden anlayabilirsin. Sana cevap

  • 4 Kasım 2013

    Seni Annen büyütmedi! Cinsel bir değeri olmayan memesi ile ağzına birkaç ay süt sıktı diye kendini özel hissedecekse bıraksın bu ayakları. Yok, saçını süpürge etmiş, yok ömrünü heba etmiş, yok hayatını hiç etmiş. Boşver, inanma! Seni Annen büyütmedi! Ayaklarının üzerine bi yastık koyup seni salladıkça, hayatın böyle sallantılarla daha güzel olduğu imajını verdiği için mi

    Seni Annen büyütmedi! Cinsel bir değeri olmayan memesi ile ağzına birkaç ay süt sıktı diye kendini özel hissedecekse bıraksın bu ayakları. Yok, saçını süpürge etmiş, yok ömrünü heba etmiş, yok hayatını hiç etmiş. Boşver, inanma! Seni Annen büyütmedi! Ayaklarının üzerine bi yastık koyup seni salladıkça, hayatın böyle sallantılarla daha güzel olduğu imajını verdiği için mi

  • 30 Ekim 2013

    Kendimi unutmadım, kaybetmedim, yok etmedim, hiç etmedim, bir köşede kurutmadım! Kendimi unutmadım, heba etmedim, kendime veda etmedim, kendimi bir köşede kurutmadım! Ben sonbahar mıyım? Ben kış mıyım? Bahardan farklı mıyım? Ben kötü kalpli bir cemre miyim? Ben damdan düşme miyim? Ben senin oturduğun yerin dibinde miyim? Ben ruhumdan ayrı, bedenime ters miyim? Hayır! Kendimi unutmadım

    Kendimi unutmadım, kaybetmedim, yok etmedim, hiç etmedim, bir köşede kurutmadım! Kendimi unutmadım, heba etmedim, kendime veda etmedim, kendimi bir köşede kurutmadım! Ben sonbahar mıyım? Ben kış mıyım? Bahardan farklı mıyım? Ben kötü kalpli bir cemre miyim? Ben damdan düşme miyim? Ben senin oturduğun yerin dibinde miyim? Ben ruhumdan ayrı, bedenime ters miyim? Hayır! Kendimi unutmadım

  • 28 Ekim 2013

      Kıyak geçti günlerim, Unuttum hemen. Kuşlar ne güzel de uçuyordu, koca bir gün onları seyre daldım. Sonra bir gün hamamda kirlerimle beraber acıları da attım. Yüreğimi keseledikçe azaldım, Ayaklarım öyle hafif geldi ki, ayakkabılarımı en ağırından aldım. Kıyak geçti günlerim, Senin yokluğun beni çok yormadı. Yokluğun ile varlığın arasındaki farkı bile gözlerim anlamadı. Birkaç

      Kıyak geçti günlerim, Unuttum hemen. Kuşlar ne güzel de uçuyordu, koca bir gün onları seyre daldım. Sonra bir gün hamamda kirlerimle beraber acıları da attım. Yüreğimi keseledikçe azaldım, Ayaklarım öyle hafif geldi ki, ayakkabılarımı en ağırından aldım. Kıyak geçti günlerim, Senin yokluğun beni çok yormadı. Yokluğun ile varlığın arasındaki farkı bile gözlerim anlamadı. Birkaç

  • 24 Ekim 2013

    Konu: Biraz Felsefe! Şşş! Sessiz ol! Acayip bir deney yapıyorum. Bak şu masanın üzerine koyduğum su bardağının içine biraz “zaman” koydum. Şimdi hızlıca ters çeviriyorum ve zamanın bardak içinde havasız kalmasını sağlayacağım hiç oksijen bulamadan ne yapacağını, nasıl geçip gideceğini merak ediyorum. Gel gel otur şöyle yanıma, beraber bekleyelim. Ne? Zamanı nasıl mı tuttum? Nereden

    Konu: Biraz Felsefe! Şşş! Sessiz ol! Acayip bir deney yapıyorum. Bak şu masanın üzerine koyduğum su bardağının içine biraz “zaman” koydum. Şimdi hızlıca ters çeviriyorum ve zamanın bardak içinde havasız kalmasını sağlayacağım hiç oksijen bulamadan ne yapacağını, nasıl geçip gideceğini merak ediyorum. Gel gel otur şöyle yanıma, beraber bekleyelim. Ne? Zamanı nasıl mı tuttum? Nereden

  • 24 Ekim 2013

    Önce tek tek tüm içimdekilere baktım, sayfa sayfa ayırmışım kişileri. Kategoriler ile betimlemiş, saçlarının rengine göre ciltlemişim. Konularına göre raflara dizmişim, bazılarının üzerine bazı belirsiz kimseleri yığmışım. Bunu neden yaptığımı şimdi hatırlayamıyorum ama şöyle tahmin ediyorum, davranışları ile fikirlerini ve gözlerindeki olumsuzluğu anlamlandıramadıklarımı bir yerlere dayandırmak için uğraşmışım. Belki de öyle gelişigüzel “buna sonra bakarım”

    Önce tek tek tüm içimdekilere baktım, sayfa sayfa ayırmışım kişileri. Kategoriler ile betimlemiş, saçlarının rengine göre ciltlemişim. Konularına göre raflara dizmişim, bazılarının üzerine bazı belirsiz kimseleri yığmışım. Bunu neden yaptığımı şimdi hatırlayamıyorum ama şöyle tahmin ediyorum, davranışları ile fikirlerini ve gözlerindeki olumsuzluğu anlamlandıramadıklarımı bir yerlere dayandırmak için uğraşmışım. Belki de öyle gelişigüzel “buna sonra bakarım”

  • 23 Ekim 2013

    Önce şu önünde dikilmiş duran insanları tek tek temizleyeceksin. Arkalarından omuzlarına vurup, “lütfen önümden çekilir misiniz?” diyeceksin. Kimisi hemen, kimisi bir müddet sonra, kimisi biraz daha fazla süre sonra muhakkak çekilecektir. Biliyorum bazıları ısrarla önünde durmaya devam edecek, senin ikazını ilk başta dinleyip çekilecek ama hemen ardından tekrar yerini alacak senin önünde. Biliyorum böyleleri her

    Önce şu önünde dikilmiş duran insanları tek tek temizleyeceksin. Arkalarından omuzlarına vurup, “lütfen önümden çekilir misiniz?” diyeceksin. Kimisi hemen, kimisi bir müddet sonra, kimisi biraz daha fazla süre sonra muhakkak çekilecektir. Biliyorum bazıları ısrarla önünde durmaya devam edecek, senin ikazını ilk başta dinleyip çekilecek ama hemen ardından tekrar yerini alacak senin önünde. Biliyorum böyleleri her

  • 22 Ekim 2013

    Aslında sen sadece bir oyuncak olabilir misin? Yani o çoluğuna, çocuğuna aldığın oyuncaklardan çokta büyük bir farkın olmayabilir mi? Platon’un dediği gibi “Tanrıların, insanları kendilerine oyuncak diye yarattıkları” doğru olabilir mi? Onun zamanında insanlar anlamlandıramadığı ve kendisine göre gayet büyük, ulvi, önemli işlere haiz her bir objeyi Tanrı diye nitelendirdiler. Güneşe, Aya, yıldıza, heykele, taşa,

    Aslında sen sadece bir oyuncak olabilir misin? Yani o çoluğuna, çocuğuna aldığın oyuncaklardan çokta büyük bir farkın olmayabilir mi? Platon’un dediği gibi “Tanrıların, insanları kendilerine oyuncak diye yarattıkları” doğru olabilir mi? Onun zamanında insanlar anlamlandıramadığı ve kendisine göre gayet büyük, ulvi, önemli işlere haiz her bir objeyi Tanrı diye nitelendirdiler. Güneşe, Aya, yıldıza, heykele, taşa,

svg