Loading

All posts tagged in "duygu"

  • 30 Aralık 2014

    Bir dizi yeni yıl duası ile, bu yılı bitirmek istiyor ve gireceğimiz yıla ‘dua’larımı hediye etmek istiyorum. Anladım ki içsel taleplerin kuvveti ile doğru orantılı imiş gerçek olma ihtimali!… En başta; Sağlığımız ayak üşümesi, baş ağrısı, mide krampı, hafif baş dönmesi, kısık ateş, birazcık öksürük ve şarıldayan burun akıntısından öteye, fazlaya gitmesin istiyorum. Ve eğer

    Bir dizi yeni yıl duası ile, bu yılı bitirmek istiyor ve gireceğimiz yıla ‘dua’larımı hediye etmek istiyorum. Anladım ki içsel taleplerin kuvveti ile doğru orantılı imiş gerçek olma ihtimali!… En başta; Sağlığımız ayak üşümesi, baş ağrısı, mide krampı, hafif baş dönmesi, kısık ateş, birazcık öksürük ve şarıldayan burun akıntısından öteye, fazlaya gitmesin istiyorum. Ve eğer

  • 12 Aralık 2014

    Bir aydınlık bir aydınlık ki çehren, yarıda bulmalı bu zuhuru evren. Artının eksi ile uyumsuz uyumu gibi bazı cümlelerdeki boşluk sehven. Ne diyelim de bir disko topu kadar ahenkli olalım diye düşünürken, yarım testi aşk dolmuş ağzının içine birden. Şu dünyada bir tombola edecekken, kıçı kırık otuzlu bir rakam kaybolmuş hızla ellerinden. Sağlim mi sağ

    Bir aydınlık bir aydınlık ki çehren, yarıda bulmalı bu zuhuru evren. Artının eksi ile uyumsuz uyumu gibi bazı cümlelerdeki boşluk sehven. Ne diyelim de bir disko topu kadar ahenkli olalım diye düşünürken, yarım testi aşk dolmuş ağzının içine birden. Şu dünyada bir tombola edecekken, kıçı kırık otuzlu bir rakam kaybolmuş hızla ellerinden. Sağlim mi sağ

  • 2 Aralık 2014

    Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte

    Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte

  • 14 Kasım 2014

    Eskiden yapacaklarımın listesi olurdu. Bir hafta boyunca o liste ışığında hareket ederim. Yaptıklarımın üzerini itina ile çizer, hayat ödevlerimi tamamlardım. Listede neler olurdu diye düşündüğümde işte Dost kitabevinden alacağım kitapların listesi, bazı arkadaşlarımın doğum günleri ve hediye organizasyonu, bir ihtiyacımın hatırlatması, kültürel bir buluşma planı, bir sevgi gösterisi uyarısı felan filan… Dost kitabevi taksitlerimin görüntülendiği

    Eskiden yapacaklarımın listesi olurdu. Bir hafta boyunca o liste ışığında hareket ederim. Yaptıklarımın üzerini itina ile çizer, hayat ödevlerimi tamamlardım. Listede neler olurdu diye düşündüğümde işte Dost kitabevinden alacağım kitapların listesi, bazı arkadaşlarımın doğum günleri ve hediye organizasyonu, bir ihtiyacımın hatırlatması, kültürel bir buluşma planı, bir sevgi gösterisi uyarısı felan filan… Dost kitabevi taksitlerimin görüntülendiği

  • 5 Kasım 2014

    –          Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor! –          Mevsim gereği… –          Ne? Sonbahar mı? ! Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince

    –          Yaprak düşse üzülüyorum ve şu ara çok yaprak düşüyor! –          Mevsim gereği… –          Ne? Sonbahar mı? ! Eskiden beridir reddetmeye çalıştığım klişe duygular, düşünceler, yorumlar, hüzünler, belirlenmiş günlerde yaşanacak belirlenmiş şeyler, kalıp kalıp sevgiler felan işte… Hepsini buz kalıplarına akıtıp, dondurduğumu düşünüyordum. Ama o alışılmış hezimetler, buz gibi kütleleri ile karşıma dikiliyor. Sonbahar gelince

  • 30 Ekim 2014

    Yazamıyorum çünkü diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü köreldim!…. Yazamıyorum çünkü zihnimdeki kelimelerin elinden tutup çık dışarı diyebilecek cesareti bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü yaşadığım evrenin sırrına varamıyorum. Geçirdiğim günlerin anlamını, kaybettiklerimin anlamsızlığını felan söze dökemiyorum. Ne şu içinde bulunduğumuz zamanın ne de bir çember gibi döndürdüğümüz dünyanın suyuna gidemiyorum. Bir yükseliş, bir daha yükseliş, bir de

    Yazamıyorum çünkü diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü köreldim!…. Yazamıyorum çünkü zihnimdeki kelimelerin elinden tutup çık dışarı diyebilecek cesareti bulamıyorum. Yazamıyorum çünkü yaşadığım evrenin sırrına varamıyorum. Geçirdiğim günlerin anlamını, kaybettiklerimin anlamsızlığını felan söze dökemiyorum. Ne şu içinde bulunduğumuz zamanın ne de bir çember gibi döndürdüğümüz dünyanın suyuna gidemiyorum. Bir yükseliş, bir daha yükseliş, bir de

  • 24 Ekim 2014

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

    Çoğaldı yine… Kaybedilen sıfatların, koltuk altı yapılan tavlanın, yüreğinde ferah bir imza taşıyan isimlerin, başarı tanımının içinin çer-çöp ile doldurulduğu zamanların popülasyonunda bir artış var! Önem sıralamasında hiçbir öneme haiz olmayan nüansların, kocaman puntolar ile değerli görüldüğü bir ortamda bulunan ana karakterlerin, bir çizgi film kahramanından önemsiz olduğu gerçeği gibi yanlışlanamaz doğrular var! Bir vazgeçişin,

  • 21 Ekim 2014

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

    Önce acı bir hikaye sonra baş edebileceğini zannederken yenilme, sonra ağır bir depresyon ve sonra da hayatından vazgeçme fikrinin ruhuna aniden yerleşimi!… Psikolojik bunalım ve buhranlar, depresyon ile vücut bulup, ilerleyerek yaşadığın çevrenin anlamsızlığı düşüncesi ile şekilleniyordu. Böyleydi, böyle bilip, böyle zannediyorduk. Sonra içindeki neşeyi gözlerinin içine her baktığı kişi ile paylaşan, her tanıdığı kişide

  • 21 Ekim 2014

    Yeni bir güne uyanmıştım. Düşündüm ve ‘Uyanmak’ kadar nefis bir şeyin olmadığı kanaatine vardım. Uyanmak! Hem yeni bir güne, hem taze ve dinlenmiş bir bedene, hem temiz bir zihne, hem bilinci açık bir gönüle!… Uyandığımı farketmek ile ruhi ferahlığım arttı. Kaç gram olduğu hesaplanmış olan ruhun, benim içimdeki versiyonu görünür bir şekilde hafifledi. Kalbimde ne

    Yeni bir güne uyanmıştım. Düşündüm ve ‘Uyanmak’ kadar nefis bir şeyin olmadığı kanaatine vardım. Uyanmak! Hem yeni bir güne, hem taze ve dinlenmiş bir bedene, hem temiz bir zihne, hem bilinci açık bir gönüle!… Uyandığımı farketmek ile ruhi ferahlığım arttı. Kaç gram olduğu hesaplanmış olan ruhun, benim içimdeki versiyonu görünür bir şekilde hafifledi. Kalbimde ne

  • 10 Ekim 2014

      –          Deli miyim Anne ben? –          Yok kızım ne delisi! Öyle ya, deli olmanın toplumumuza göre en hakiki göstergesi olan ‘kendi kendine konuşmak’ dışında hiç bir şey yoktu!… Bir görünen, bir elle tutulan, yumrukla çakılan bir gerçeklik gözlenemezdi. Ama deliliğim hava kadar gerçekti, içine çektiğin ve bedenin için hayati bir ihtiyaç olan ‘hava’ kadar

      –          Deli miyim Anne ben? –          Yok kızım ne delisi! Öyle ya, deli olmanın toplumumuza göre en hakiki göstergesi olan ‘kendi kendine konuşmak’ dışında hiç bir şey yoktu!… Bir görünen, bir elle tutulan, yumrukla çakılan bir gerçeklik gözlenemezdi. Ama deliliğim hava kadar gerçekti, içine çektiğin ve bedenin için hayati bir ihtiyaç olan ‘hava’ kadar

svg