Loading

All posts tagged in "yazar"

  • 23 Eylül 2014

    Ne saçma ! Genişçe sevilme isteği! Yani herkes tarafından, yanaklarındaki et parçalarının bir sürü kişinin orta parmağı ve işaret parmağı arasında saniyelerce kalmasının istenmesi. Geniş geniş sevilebilmek için bir sürü empati işkencesi ve tonla sahte ‘yerine koyma’ gösterişleri!… Ne saçma ! Geniş ekranda kendine sunulan sevgilerin izlenme isteği. Hiçbirine herhangi bir sorgulama yaşatmadan, gözlerinin yalnızca

    Ne saçma ! Genişçe sevilme isteği! Yani herkes tarafından, yanaklarındaki et parçalarının bir sürü kişinin orta parmağı ve işaret parmağı arasında saniyelerce kalmasının istenmesi. Geniş geniş sevilebilmek için bir sürü empati işkencesi ve tonla sahte ‘yerine koyma’ gösterişleri!… Ne saçma ! Geniş ekranda kendine sunulan sevgilerin izlenme isteği. Hiçbirine herhangi bir sorgulama yaşatmadan, gözlerinin yalnızca

  • 1 Eylül 2014

    Ben yazmıyorum, Hüzün kaleme geliyor. Yoksa benim hüzün yazacak halim yok, elimin hamuru ile hayatın ‘olmaz’ işlerine karışmışım, yüzümün toyluğunu ruhumun artan yaşına adamışım. Benim hüzün yazacak halim yok. ! Sohbahar geliyor diye hayatına hüznü davet ettin şimdi gelmesini bekleyeceksin. Yaşayacağın mutluluklar biraz üstü örtük, azıcık giyinik, çok az da dekoltesiz olmaya başlayacak. Sohbahar’ın sarı-kuru

    Ben yazmıyorum, Hüzün kaleme geliyor. Yoksa benim hüzün yazacak halim yok, elimin hamuru ile hayatın ‘olmaz’ işlerine karışmışım, yüzümün toyluğunu ruhumun artan yaşına adamışım. Benim hüzün yazacak halim yok. ! Sohbahar geliyor diye hayatına hüznü davet ettin şimdi gelmesini bekleyeceksin. Yaşayacağın mutluluklar biraz üstü örtük, azıcık giyinik, çok az da dekoltesiz olmaya başlayacak. Sohbahar’ın sarı-kuru

  • 20 Ağustos 2014

    Yaşadığımız gün sayısı ne kadar çoğalıyorsa, yüreğimize boncuk boncuk döşenen tedirginlik de o kadar artıyor. Gün geçtikçe huzurlu, güveli, sakin ve bilgin bir kişi olamıyoruz. Sırtımızın ağrısı, yaslanacak bir insan, bir fikir, bir gidişat, bir durum, bir mutluluk, bir hazır plan olmadığından artıyor. Yok ağır kaldırdım, yok ani eğildim, yok hızlı kalktım gibi somut geçmiş

    Yaşadığımız gün sayısı ne kadar çoğalıyorsa, yüreğimize boncuk boncuk döşenen tedirginlik de o kadar artıyor. Gün geçtikçe huzurlu, güveli, sakin ve bilgin bir kişi olamıyoruz. Sırtımızın ağrısı, yaslanacak bir insan, bir fikir, bir gidişat, bir durum, bir mutluluk, bir hazır plan olmadığından artıyor. Yok ağır kaldırdım, yok ani eğildim, yok hızlı kalktım gibi somut geçmiş

  • 15 Ağustos 2014

    Hamdı ve tüm ezikliği hamlığındandı… Oysa ham meyvelerin zırhları, olmuşlardan çok daha kalıncaydı. Neydi ki bizi bu detayı bildiğimiz halde, ham olanın zayıf olduğuna dair inanışımızı zahir kılan? İnsanlar hamlıktan olgunluk serüvenine doğru yürürken, hayatın onları yumuşattığını ve içerisine lezzet kattığını söylemek, doğada bize sunulan hamlık-olgunluk döngüsüne uygun bir söylem etmekten başka bir şey değildir.

    Hamdı ve tüm ezikliği hamlığındandı… Oysa ham meyvelerin zırhları, olmuşlardan çok daha kalıncaydı. Neydi ki bizi bu detayı bildiğimiz halde, ham olanın zayıf olduğuna dair inanışımızı zahir kılan? İnsanlar hamlıktan olgunluk serüvenine doğru yürürken, hayatın onları yumuşattığını ve içerisine lezzet kattığını söylemek, doğada bize sunulan hamlık-olgunluk döngüsüne uygun bir söylem etmekten başka bir şey değildir.

  • 6 Ağustos 2014

    Şu 30 yıllık ömrümde kaç tane bahar, kaç tane yaz görmüş gözlerim. Hepsinde hissettiğim mutluluğu topluyorum, karesini alıyorum ama seninle girdiğim baharların bir tanesinde bile yaşadığım mutluluğa erişemiyorum. ! “Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü annemi gülerken de gördüm ağlarken de…” demiş Özdemir Asaf. Katılıyorum ve bu cümleyi ben de sana doğru yuvarlıyorum.

    Şu 30 yıllık ömrümde kaç tane bahar, kaç tane yaz görmüş gözlerim. Hepsinde hissettiğim mutluluğu topluyorum, karesini alıyorum ama seninle girdiğim baharların bir tanesinde bile yaşadığım mutluluğa erişemiyorum. ! “Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü annemi gülerken de gördüm ağlarken de…” demiş Özdemir Asaf. Katılıyorum ve bu cümleyi ben de sana doğru yuvarlıyorum.

  • 5 Ağustos 2014

    Eğer bir iş veya bir eş, benliğin gelişimine yardımcı olmuyor, onu tamamlamıyorsa, bırakıp gitmek için ‘meşru bir sebep’ var demektir. ( Baumeister ,1991 )   Hayatının en erken zamanlarında bunu fark edip, benliğini geliştirecek insan, amaç, iş ve emek aramaya yönelirsen o zamandan sonra sadece bunu fark etmen ile bile gelişmiş bir benliğinin görüntüsünü apaçık

    Eğer bir iş veya bir eş, benliğin gelişimine yardımcı olmuyor, onu tamamlamıyorsa, bırakıp gitmek için ‘meşru bir sebep’ var demektir. ( Baumeister ,1991 )   Hayatının en erken zamanlarında bunu fark edip, benliğini geliştirecek insan, amaç, iş ve emek aramaya yönelirsen o zamandan sonra sadece bunu fark etmen ile bile gelişmiş bir benliğinin görüntüsünü apaçık

  • 24 Temmuz 2014

    Biraz birikmiş masal duruyordu masamın üzerinde. Boş kalmış birkaç zaman geçti de elime, şu masallara bir dalayım istedim. Ya masalda gerçek bir hikaye ya da hayatta bir masalsı mutluluk aradım. Birini bulursam ardına düşer giderim diyordum da olmadı! Masallar tam masal kıvamında, kurt kulakları, kuzu sesleri, inek sütleri ve elma şekerleri ile doluydu. Hayat ise

    Biraz birikmiş masal duruyordu masamın üzerinde. Boş kalmış birkaç zaman geçti de elime, şu masallara bir dalayım istedim. Ya masalda gerçek bir hikaye ya da hayatta bir masalsı mutluluk aradım. Birini bulursam ardına düşer giderim diyordum da olmadı! Masallar tam masal kıvamında, kurt kulakları, kuzu sesleri, inek sütleri ve elma şekerleri ile doluydu. Hayat ise

  • 2 Temmuz 2014

    Bi maruzatım var Tanrı’m; Bildiğin üzere sınırları belirlenmiş bu ayın sonunda bayram; başında huzura aidiyet var. Mübarek aylardan geçiyor mahzun bedenimiz. Gücümüz çeperlerimizden taşar iken, yere dökülen her damlasının heba olmaması için, eteklerimizin uçlarından akan gücün, ruhumuza yeniden dönmesini sağlayacak bir sistem kurmanı rica ediyorum. İçimden dışıma akan güç ve sağlık ile kendime, özüme sevgimin

    Bi maruzatım var Tanrı’m; Bildiğin üzere sınırları belirlenmiş bu ayın sonunda bayram; başında huzura aidiyet var. Mübarek aylardan geçiyor mahzun bedenimiz. Gücümüz çeperlerimizden taşar iken, yere dökülen her damlasının heba olmaması için, eteklerimizin uçlarından akan gücün, ruhumuza yeniden dönmesini sağlayacak bir sistem kurmanı rica ediyorum. İçimden dışıma akan güç ve sağlık ile kendime, özüme sevgimin

  • 27 Haziran 2014

    Aklım ile kalbim arasında giden-gelen bi ben değilim ki! Ayakları yere basan ve düşünebilen her canlının, bu ikisinin çalışma şeklini mutlaka bir test etmişliği vardır. Niye akıl bazen gerekli, niye kalp son sözü söylemeli, niye iki organın da farklı bir sözcük hazinesi var ki, niye kimi insanın organ hiyerarşisinde bunlar farklı yerlerde duruyor ki? gibi

    Aklım ile kalbim arasında giden-gelen bi ben değilim ki! Ayakları yere basan ve düşünebilen her canlının, bu ikisinin çalışma şeklini mutlaka bir test etmişliği vardır. Niye akıl bazen gerekli, niye kalp son sözü söylemeli, niye iki organın da farklı bir sözcük hazinesi var ki, niye kimi insanın organ hiyerarşisinde bunlar farklı yerlerde duruyor ki? gibi

  • 19 Haziran 2014

    Az ile yetinmiyorum! Şu umumi hayatımın içinde fazladan olabilecek her doza ihtiyaç duyuyorum. Fazla büyük, fazla basit ve fazla sıradan bulduğum kıyafetlerin içinde prenses lüksü ile dolanıyorum. Bir kapıyı çalıyorum ve kim açarsa açsın boynuna atlıyorum. Sanki evrenin tüm ve en fazla sevgi dağarcığı içimde toplanmış da benim dağıtıcı pozisyonum ebedi kalmış gibi!… Mesela kin

    Az ile yetinmiyorum! Şu umumi hayatımın içinde fazladan olabilecek her doza ihtiyaç duyuyorum. Fazla büyük, fazla basit ve fazla sıradan bulduğum kıyafetlerin içinde prenses lüksü ile dolanıyorum. Bir kapıyı çalıyorum ve kim açarsa açsın boynuna atlıyorum. Sanki evrenin tüm ve en fazla sevgi dağarcığı içimde toplanmış da benim dağıtıcı pozisyonum ebedi kalmış gibi!… Mesela kin

svg