Loading

All posts tagged in "yazı"

  • 8 Ekim 2013

    Evet çok üzgünüm! Çünkü oyuncaklarımı aldı koca koca adamlar. Ne yapacaklarki benim küçük, basit oyuncaklarımı. Mesela konuşan ördeğimi ne yapacaklar? Boyama kitabımı, rengarenk kalemlerimi, legolarımı, sarı saçlı sindi bebeğimi ve onun rengarenk balo elbiselerini ne yapacaklar? Bilmiyorum ama aldılar işte. Oysa ben herbirine farklı isimler vermiştim, hepsini evcilleştirmiştim. Benden başka kimseye yaramaz ki onlar. Hırlar,

    Evet çok üzgünüm! Çünkü oyuncaklarımı aldı koca koca adamlar. Ne yapacaklarki benim küçük, basit oyuncaklarımı. Mesela konuşan ördeğimi ne yapacaklar? Boyama kitabımı, rengarenk kalemlerimi, legolarımı, sarı saçlı sindi bebeğimi ve onun rengarenk balo elbiselerini ne yapacaklar? Bilmiyorum ama aldılar işte. Oysa ben herbirine farklı isimler vermiştim, hepsini evcilleştirmiştim. Benden başka kimseye yaramaz ki onlar. Hırlar,

  • 8 Ekim 2013

    Ey ruh geldiysen al şu gözyaşlarımdan biraz, bak kalbimin üzerine açık büfe kurdum. Biraz acı gelecek yemekler ama sen acıyı seversin. Alsana biraz. Herşey dahil korkma! Bir zerre bedel almam senden, huzurundan biraz huzur, rahatından biraz rahat, özgürlüğünden biraz özgürlük istemem. Bak herşeyime eklemişim yazın ortasında soğuk ayazı. Al biraz. Ya da birkaç taksite böl

    Ey ruh geldiysen al şu gözyaşlarımdan biraz, bak kalbimin üzerine açık büfe kurdum. Biraz acı gelecek yemekler ama sen acıyı seversin. Alsana biraz. Herşey dahil korkma! Bir zerre bedel almam senden, huzurundan biraz huzur, rahatından biraz rahat, özgürlüğünden biraz özgürlük istemem. Bak herşeyime eklemişim yazın ortasında soğuk ayazı. Al biraz. Ya da birkaç taksite böl

  • 8 Ekim 2013

    Evet, düştüm! Hunharca sallamışlar tutunduğum dalları. Sevdiğimin şah damarından tesbih yapmışlar, ellerini ahiret yüzüklerini tanıtmak için bir robot, gözlerini bu tarafı korusun diye gözetmen yapmışlar. Kafamı koyup “ne hızlı atıyor senin kalbin” dediğim kalbini müzayedeye koymuşlar, “ya senin bu ellerin nasıl bu kadar güzel” dediğim elleri derin derin dondurmuşlar,  aynada birbirimize bakıp tıpkısının aynısı diye

    Evet, düştüm! Hunharca sallamışlar tutunduğum dalları. Sevdiğimin şah damarından tesbih yapmışlar, ellerini ahiret yüzüklerini tanıtmak için bir robot, gözlerini bu tarafı korusun diye gözetmen yapmışlar. Kafamı koyup “ne hızlı atıyor senin kalbin” dediğim kalbini müzayedeye koymuşlar, “ya senin bu ellerin nasıl bu kadar güzel” dediğim elleri derin derin dondurmuşlar,  aynada birbirimize bakıp tıpkısının aynısı diye

  • 8 Ekim 2013

    Hayattasın! Müjdemi isterim, kanınla canınla hayattasın! Şu sert zemine basan ayaklarınla hayattasın! Ya da basmıyor da olabilir ama yine de hayattasın! Bir zafer kazanılmış gibi, pek çok rakibinden en güçlü mutlu sona ulaşansın. Hayatın içine doğru akmış ve ılık ılık soluk almaya başlamış olansın. Hala da devam ediyor ciğerlerinin hayatta kalma mücadelesi. Tebrik ederim. Sen

    Hayattasın! Müjdemi isterim, kanınla canınla hayattasın! Şu sert zemine basan ayaklarınla hayattasın! Ya da basmıyor da olabilir ama yine de hayattasın! Bir zafer kazanılmış gibi, pek çok rakibinden en güçlü mutlu sona ulaşansın. Hayatın içine doğru akmış ve ılık ılık soluk almaya başlamış olansın. Hala da devam ediyor ciğerlerinin hayatta kalma mücadelesi. Tebrik ederim. Sen

  • 8 Ekim 2013

    YİNE YENİ YİNE YENİ YİNE YENİ YENİDEN SEV! Eski kız kısmının isteklerini görüyor musunuz? “Hadi yine sev beni, yine yeni yine yeni yine yeni yeniden sev!” Ya bizimki? “Beni biraz sever misin?” Ne kadar masumuz değil mi? Kirletmeye çalışanlara inat, kirli olmamıza inat masumuz! Biz ne kadar fakiriz değil mi? Zenginleşmemize inat fakiriz! Ve biz

    YİNE YENİ YİNE YENİ YİNE YENİ YENİDEN SEV! Eski kız kısmının isteklerini görüyor musunuz? “Hadi yine sev beni, yine yeni yine yeni yine yeni yeniden sev!” Ya bizimki? “Beni biraz sever misin?” Ne kadar masumuz değil mi? Kirletmeye çalışanlara inat, kirli olmamıza inat masumuz! Biz ne kadar fakiriz değil mi? Zenginleşmemize inat fakiriz! Ve biz

  • 8 Ekim 2013

    Duygusal olmaya gerek yok, duygulanacak bir şey yok. Anne, içine Tanrı tarafından zorunlu sevme mekanizması yerleştirilmiş, kendi kanaati elinden alınmış bir varlıktır. Özeldir çünkü zorla çocuğunu sevmiştir. Zorla koruyacak, zorla kollayacak, zorla ağlayacak, zorla bağlanacak, zorla kiminin güzellik saydığı fırsatlardan yoksun kalacak, zorla canına canını verecektir. İçine serpilen hormonlar işinin gereğini yapacak ve Anne ile

    Duygusal olmaya gerek yok, duygulanacak bir şey yok. Anne, içine Tanrı tarafından zorunlu sevme mekanizması yerleştirilmiş, kendi kanaati elinden alınmış bir varlıktır. Özeldir çünkü zorla çocuğunu sevmiştir. Zorla koruyacak, zorla kollayacak, zorla ağlayacak, zorla bağlanacak, zorla kiminin güzellik saydığı fırsatlardan yoksun kalacak, zorla canına canını verecektir. İçine serpilen hormonlar işinin gereğini yapacak ve Anne ile

  • 8 Ekim 2013

    Kalbimdeki her şeyi askeri bir Nizam’a sokma niyetindeyim. Çok katı olacak ama resmen besin zinciri gibi hiyerarşik bir yapıda herkesi listeleyeceğim. Bugün buna gereksinim duydum ve belki sizin için de gereklidir diye yazmak istedim. Oh be ne rahatlık. Kalbimde herkes birbiri içine girmiş. Baktım, çöpün içinde yeni açan bir gül; güllerin içinde benzi atmış bir

    Kalbimdeki her şeyi askeri bir Nizam’a sokma niyetindeyim. Çok katı olacak ama resmen besin zinciri gibi hiyerarşik bir yapıda herkesi listeleyeceğim. Bugün buna gereksinim duydum ve belki sizin için de gereklidir diye yazmak istedim. Oh be ne rahatlık. Kalbimde herkes birbiri içine girmiş. Baktım, çöpün içinde yeni açan bir gül; güllerin içinde benzi atmış bir

  • 8 Ekim 2013

    Dediler ki; “Otistik doğmuş her çocuk ateisttir!” Vay be lafa bakınız! İnsanı alıyor acayip farklı bir evrene koyuyor ve nefes almadan da hayatın devam edebileceği mesajını veriyor. Neresinden tutarsan sana yanlış gözükür? Bence hiçbir yerinden! Taş gibi ağır ve sağlam, inançsız, materyalist ve zorlu bir cümle bu. Tıpkı bu tip doğanların hayatı gibi… Birisi de

    Dediler ki; “Otistik doğmuş her çocuk ateisttir!” Vay be lafa bakınız! İnsanı alıyor acayip farklı bir evrene koyuyor ve nefes almadan da hayatın devam edebileceği mesajını veriyor. Neresinden tutarsan sana yanlış gözükür? Bence hiçbir yerinden! Taş gibi ağır ve sağlam, inançsız, materyalist ve zorlu bir cümle bu. Tıpkı bu tip doğanların hayatı gibi… Birisi de

  • 8 Ekim 2013

    Bir tespitim var! Sen aşkın türlü türlü tanımını yapadur ben sana diyeceğim ki; en değerli aşk Platonik olandır. Platon’dan ismini almış olan ve onun DEVLET adlı dev eserinde boy göstermiş olan bu tanım, aslında Aşk’ın menopoz halidir ama en mutlu halidir. Yani dokunma, temas, yakınlaşma, birleşme ve kavuşma yok ama süre gelen ve hiç gitmeyen

    Bir tespitim var! Sen aşkın türlü türlü tanımını yapadur ben sana diyeceğim ki; en değerli aşk Platonik olandır. Platon’dan ismini almış olan ve onun DEVLET adlı dev eserinde boy göstermiş olan bu tanım, aslında Aşk’ın menopoz halidir ama en mutlu halidir. Yani dokunma, temas, yakınlaşma, birleşme ve kavuşma yok ama süre gelen ve hiç gitmeyen

  • 8 Ekim 2013

    “Bir gün giden trenlere bineceğiz…” Blondin tekrar “Bir gün giden trenlere bineceğiz…” Blondin Ne ki bu laf? Ne ki ben ikinci kez yazdım? Ne ki üzerine koca bir yazı yazmaya karar verdim? Bilmiyorum.! Bana geldiği kadar size de büyülü geliyor mu? Bilmiyorum. Kafanızın içinde yankılanıyor mu? Bilmiyorum. Ben Sokrates’i çağırmak istiyorum şimdi yanıma. Ruh çağırmakta

    “Bir gün giden trenlere bineceğiz…” Blondin tekrar “Bir gün giden trenlere bineceğiz…” Blondin Ne ki bu laf? Ne ki ben ikinci kez yazdım? Ne ki üzerine koca bir yazı yazmaya karar verdim? Bilmiyorum.! Bana geldiği kadar size de büyülü geliyor mu? Bilmiyorum. Kafanızın içinde yankılanıyor mu? Bilmiyorum. Ben Sokrates’i çağırmak istiyorum şimdi yanıma. Ruh çağırmakta

svg